binlerce çekiç darbesinden
saniyeler içerisinde düzleştiren sanayi devrimine
ilk fedai ve kobay şüphesiz omurgam
ruhum kusma nöbetlerine gark olmuşken
nefessiz kalışların ardından gelen gözyaşları
beni irin havuzlarına daldırıyor
sonsuz bir döngüde boğuluyorum
hüznüm zamanla kalenderlik sağlayacağı yerde
sevincim an be an nefret edilene dönüşüyor
kanıksanmış kepazeliğin yüzü suyu hürmetine
girdiğim sapaklardan muaf tutulacaksam
ancak o zaman bana tebessüm ganimet yazılır
burkulan ırmakların kırıldığı günde
sol yanağına teğet geçen uzay mekiğinin
camına yapışıp
işte yaşanılacak dünya diye haykırışım
nedametsiz ademi sürgünlerin
ilkine hayranlık
sonuncusuna kuşku ile boyun eğmek
inandığı tek kulvar takva iken
zerrece her bakımdan üstün görmek
görmek ki
gölgesinde dingin kahroluşları içebilmek
boyna yıldızlar dolayıp
takdiri fezaya bırakmaktansa
atlası gizemlerden örülmüş bir dünyada
bilmem kaç unutulmuş ücranın
özünde düşlere dayanak
yanlışlar var etmek
bilmek fakat düşünmemek asla.

( Nedamet başlıklı yazı Aldebaran tarafından 5.07.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.