Sensizliği anlatayım mı sana
Nisan ayının kulağına fısıldasam
İlkbahar yaz sonbahar başını alıp
giderken
El ele tutuşan çığ on iki ay düşer
üstlerine
En çokta ağustos üşür
Kırmızı kaşkolumu onun boynuna
saramam
Anlamadın demi
Kafamı kaldırıp havaya baksam
Anlayınca boyanır siyaha
Güneşi kapatır
gökyüzü
Düşer uçurtmalar
Kızarmaz elmalar
Hem karanlığın koynunda seni
bulamam
Anlamadın demi
İnce belli bardaktaki suya desem
Buharlanır sabretmez denizler kurur
özgürce yüzen kızlar karaya vurur
Eser titreyerek rüzgâr
Damlalarda kulaç atıp sahiline varamam
Anlamadın demi
Kalemle yazmaya kalksam
Dokunduğum bütün kâğıtlar tutuşur
yanar ormanlar
Dumanlı romanlarda
Terler şiirler
Göğsüm daralır nefes alamam
Anlamadın demi
Sensizliği anlatsam dünyanın
felaketi
Anlatmasam yüreğimin
Anladın demi
Ben ölürüm de anlatamam sana
Ekolojik dengeyi bozamam