Şiirler mi dikiyorsun, sevgili terzi?
Düş bahçelerine ektiğim yüreğimde
saklı
Ümit gibi mi?
Ömrün kotası doldu aslında
Aslı astarı olmayan düşleri çoktan
Geçirdim sırtıma.
Ah, bir de yüreğimin püskülleri yok
mu?
Şatafatlı göğün
Muhterem bulutları
İçimdeki kavis gibi
Nutkumun da tutulduğu.
Bense bahçeme dikiyorum düşleri:
Gerçi düş mevsimi de değil ama.
Tutar ya da tutmaz kimisi
Aşka sadık kaldığım bak
Nasıl da gözlerimden belli.
Ufkumu geniş tuttum
İçimi temiz:
Akseden her öğretide saklı sevgi
Kimince yeis
Kimince isyan
Benzemediğim insanlara değil yalan.
Göğün kanatları koptu
Aşkın dikeni ile patlayan balon gibi.
İklim dediğin bir rüzgâr ki
Döşümde kaygılar
Kodaman satırlardan sökün eden
Aşkı da tarumar kılan.
Bir yenilgiye denk düşüyordu madem
hurafeler
İlla ki mi sancılanacaktı şiir?
Bir vebalse ödenen aşkın tarifesi
Bir mevsimse eksilen
Özlemin de nefesinde saklıydı aşka.
Balta girmemiş sözcükler saklıydı
cennette
Aşk hep doğudan doğmuyordu üstelik
Doğru olan ise tekti
Tıpkı aşkın olmayan mevsimi gibi.
Şiirler inşa etti bedeller
Şair olmanın güftesinde esiyordu rüzgâr
Kanatlı heceler durağan lehçeler
Sökün eden lacivert idi belki de
İzini sürdüğü gizemi
El yordamı bulan mağdur kalem.
Latife yapan rüzgâra özendi sonra
kalem
Hayatın baytarıydı yalan
Göğün kurdelesi elbet çocukluğa özlem
Her kırmızı vedada saklıydı sırlar
Sır olmaya ne gerek?
Şair çoktan vermişti şiirin
şifresini.
Azığa alıp elemi döküldü notalar
Noktalama işaretlerine özenen bir
anahtar belki de
Solun albenisi ve sol alfabesi
Şüheda mazi kundaklandı
Derken esir düştü şair
Yaratan idi tek şahit küskünlüğüne
Ve aşkın izbesinde sönen ışık gibi
Lades tutuştuğu geceye sunarken
özrünü
Elbet kaybetmemek adına özünü.