ÖLÜMÜNÜN 5 YIL DÖNÜMÜNDE
ERTUĞRUL KARAKOÇ
1936-2015
Ahmet AYAZ
Ertuğrul Karakoç’u vefatının
5 yıldönümünde saygı ve rahmet ile anıyorum.
O’nu unutmam mümkün değil. 2006
Yılında 10 Ciltlik İhsan Işık’ın yayımlamış
olduğu “Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçıları ve Bilim
Adamları Ansiklopedisi”ne haberim olmadan Ertuğrul Karakoç’un kaleminden
girmişim. Bu ansiklopedi Almanca-İngilizce-Fransızca olmak üzere 3 dile
çevrildi. Abileri ile de, edebi yönde ayrı ayrı merhabamız oldu. 30 Ağustos 2007
tarihinde Abdurrahim Karakoç Vakit Gazetesinde adımdan söz etmişti. Bahaettin
Karakoç’u ve Ertuğrul Karakoç’u Kumru Dergisi Ekibi olarak evlerinde ziyaret
ederek roportaj yapıp Kumru Dergisinde yayımlamıştık. Aynı zamanda 3 kardeş
Kumru Dergisine ayrı ayrı zamanlarda kapak yapıldılar. Bu dergiler
ciltlenerek kitaplığımda bulunmaktadırlar.
Şimdi aşağıya şair,
eğitimci ve idareci Ertuğrul Karakoç’un kısa özgeçmişini alıyorum.
Şair.
15 Mart 1936, Ekinözü köyü (Cela) / Elbistan / Kahramanmaraş doğumlu. Erkan
Yaşar imzasını da kullandı. Şair Bahaettin Karakoç ve Abdurrahim Karakoç’un
kardeşi. İlkokulu köyünde, ortaokulu Elbistan’da bitirdikten sonra Gaziantep
Öğretmen Okulu ve Necatibey Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Anadolu’da çeşitli
okullarda müdürlük, millî eğitim müdürlüğü yaptı. Millî Eğitim Bakanlığı merkez
teşkilatında çalıştı.
İlk şiiri 1953’te yayımlanmıştı. Ozan adlı
bir aylık sanat dergisi çıkardı. Alev dergisinin yazı işleri
müdürlüğünü yaptı. Ozan, Alev, Gaziantep Kültür, Ocak, Meşale, Su,
Ilgaz, Kök, Kavşak, Zeren, Elif, Hareket, Varlık, Çaba, Çile vd.
dergilerde yayımladığı şiir ve hikâyeleriyle tanındı. Temmuz 2015 tarihinde hakkın rahmetine
kavuştu.
ESERLERİ:
İlk (1956), Kan Ağrısı (1966), Altay
Türküsü (1966).
Bugün burada Ertuğrul Karakoçu aşağıdaki iki adet şiiri ile analım
dedim.
OLA Kİ
…
Ola ki bir gün barıştan söz
edelim
Denizlerden, şiirden, aşktan
Çocuklardan söz edelim bayram sabahlarında
Ola ki bir gün sevgiden söz edelim
Elimize silah almadan
…
Ola ki bir gün denizden söz edelim
Maviliklerden, balıklardan pul pul
Sıcak ülkelerden, dostluktan, kardeşlikten
Avuçlarımızda gün ışığı pırıl pırıl
Ola ki bir gün sizden söz edelim
Bakışlarımıza kin dolmadan
…
Ola ki bir gün kırlangıçlardan söz edelim
Gelinlik kızlardan telli duvaklı
Yorgun askerlerden, avuçlarında zeytin dalı
Ak çeşmelerden söz edelim cığıl, cığıl akan
Ola ki turnalardan söz edelim
Avcılar uyanmadan
…
Buğday başaklarından söz edelim
Konya Ovasından, Harandan
Seyhan’dan söz edelim, Karacaoğlan’dan
Erzurum’da Emrah olalım, Sivas’ta Veysel
Ola ki bir gün Çukurova’dan söz edelim
Kalksın göç eylesin Avşar elleri
…
Ola ki bir gün kapım sabah rüzgarlarına açıla
İçime siz dolasınız
Bir bardak ayran içelim birlikte
Elleriniz ellerimde
…
Ola ki bir gün mavi düşlerden konuşalım
Silahların sustuğu cephelerden
Pamuk tarlalarından söz edelim
Pirinç tarlalarından
Ola ki türküler söyleyelim birlikte.
Ertuğrul KARAKOÇ
ABBASOĞLU ABBAS
…
Oturmuşsun denize karşı, deniz dalgalı ya
Sigara diyorsun, demli çay diyorsun
Gemiler geçiyor sen görmüyorsun
El oğlunun gözleri dört işlem
Kocaman salonlarda en büyük pazarlıklar
Ey Abbasoğlu Abbas
Sen ayakta uyuyorsun
…
Abbas
Abbasoğlu Abbas
Kocaman çınarlarda börtü böcek
Ve güneşte bir korkunç kir
Abbasoğlu Abbas
Uyanmalısın aydınlık şafaklara
Ki bitsin yalnızlığın, ezikliğin.
Ertuğrul KARAKOÇ