İçimdeki Anadolu’da boğuldu
Kulaç atarak gidişin
Heybeli Ankara’ya demir attı
Gül kokulu sevdam
İsyan etti nefessiz acizliğim
Kırşehir'e vurdu balinalar
El uzattım çırpınan umutsuzluğa
Can havliyle boğazıma yapışan
Tuzlu küskünlükleri kurtardım
Utandı Ay’ın şavkı yere eğildi
Karada yükseldi dalgalar
Geceler hüngür hüngür ağladı
Islandı şafaklar
Silkindi kızgın güneş
Marmara’ya sindi buharlı sular
Heybeli Ankara’dan çıktı yola
Vagon vagon mayalı hasret
Yandı taş fırın Marmara
Taştı İstanbul'a tsunami alevler
Gözlerim tren raylarında sabahladı
Hasretin elinden tutmuş
İnce topuklu francala bir gülkurusu indi
Burnumdaki Haydarpaşa’ya
Çektim içime
Hoş geldin ela gözlüm
Hoş geldin gülüm
Hoş geldin içimdeki Anadolu’ya
Hoş geldin yurduma