‘Muhtar, Hikmet, Bayram!’

Muhtar!
 
Siyasi olayların patlak verdiği dönemde üniversite öğrencisiydi. Ders boykotları, kavgalar, bir anda ayaklanan öğrenci grupları, anlık gelişen eylemler! Sıradan şeyler hâline gelmişti.
 
Muhtar, alt sınıftan birine sevdalandı.
Aşkının karşılıksız olmadığını kısa zamanda öğrendi.
Sevdiği kıza musallat olan biri vardı. O ve arkadaşı, bir gün muhtarın karşısına dikildi. Muhtar, ikisini de üniversitenin ortasında dövdü.
 
Kavgayı fırsat bilen iki karşıt grup da birbirine girdi.
Ne olduğunu anlamayan muhtar kazanan grubun lideri olmuştu. Tek sorunu 'yanlış zamanda, yanlış yerde' olmasıydı! Sevdiği kızı da kaybetmişti.
 
Artık yapılan her eylemde boy gösteriyordu.
Basın açıklamalarında sözcü görevini üstleniyordu. Eğitim hayatı böyle geçmişti.
Herkes bir yere memur olurken muhtar elinde diplomasıyla köyüne döndü.
 
Köylüler 'şehir görmüş, mektep okumuş' diyerek seçime soktu. Rakibine büyük bir oranla fark atarak genç yaşta muhtar oldu.
Şimdi ise; mesai bitiminde, kahvehanede haberleri dinleyerek zaman öldürüyordu.

 

Topal Hikmet!
 
Zamanında kanı deli akanlardandı. Üstesinden gelemeyeceği iş yoktu.
Bir gün babasıyla kavga etti. Hem de ne kavga! Çekti gitti büyükşehre!
 
Ufak tefek işlerde çalıştı.
Şehrin gece hayatı onu büyülemişti.
Arkadaşlarıyla gittiği gazinoda bir kadına tutuldu. Haftalığını aldığı gün soluğu kadının yanında alıyordu. Kadın da ona karşı boş değildi.
 
Babasının öldüğü haberini aldı.
Cenazeden sonra annesiyle vedalaştı. Tarlalardan birini satıp şehre geldi. Parasının olduğunu bilen kadın, daha bir samimi davranmaya başladı. İsteği üzerine kadına bir ev açtı. Bir güzel dayadı, döşedi.
 
Para suyunu çekiyordu.
Kadın Hikmet' e sırt döndü. Her gece kadının önüne çıkıp dönmesi için yalvarıyordu.
Yine bir gece kadın gazinonun kapısında göründü.
Hikmet, yolunu kesti. Bağrışmaları duyan gazino sahibi araya girdi. Hikmet gazino sahibine saldırdı. Patronun adamı, hiç acımadan silahını ateşledi. Hikmet' i, yaralı hâlde çöpün yanına bıraktılar.
 
Hastanedeki tedavisinden sonra köyüne döndü.
Annesinin elini öptü. Şehir defteri onun için kapanmıştı.
Kalan tarlayı köylülerle birlikte ekip biçti. Annesinin de razı olduğu kızla nikâh yaptı.
 

 
Varyemez Bayram!
 
Dış görünüş, insan için ipuçları verir!
Bayram amca için ise bu çok zıt bir durum.
Sandalye üstünde 'Medine dilencisi' ni andırsa da bankada hatırı sayılır bir meblağa sahipti.
 
Şehirde, dededen kalma bir arazisi vardı. Üzerinde hiçbir şey bitmeyen kıraç bir yerdi. Yıllar sonra devletin, arazisinin yanından yol geçirmesiyle bölge değer kazandı. Çevresinde yeni inşaatların yükselmesine rağmen Bayram amca satmaya yanaşmadı. İşin pazarlık kısmını sıkı tuttuğu belliydi.
 
Yapılan görüşmeler sonucunda son teklif yapıldı. Araziye, dört binadan oluşan bir site yapılacak. Apartmanın biri Bayram amcaya verilecekti. En iyi teklifin bu olduğunu düşününce anlaşmaya yanaştı.
 
Kiracıların ödemeleri hesabında toplanırken; Bayram amca, kahvede arkadaşına ısmarlattığı çayı yudumluyordu.
 
 
-SON- 


( Köyün İnsanları başlıklı yazı yasinnmnylmz tarafından 2.08.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.