Şok Şok Korona İle Röportaj

 Corona virüs gün gün belirtileri neler? İşte ortaya çıkan ...

-Sayın seyirciler aylardır ülkeleri âlemi işgal eden, yaramaz laftan sözden anlamaz korona’yı uzun uğraşlarımızın sonunda bulduk ve yakaladık, öldürücü etkisiyle binlerce canın ölmesine sebep olan Korona’yı yakalamışken birkaç soru soralım, eşek sudan gelene kadar(eşeği ağaca bağladık) sorgu sual ile az yoralım terletelim istedik.

-Sayın korona, amacınızla amaçsız amaçsız dolaşarak, yararlı olan havayı kirleterek, utanmadan meziyet’sizliğinizle hevesi birlikteliği sarılmayı, kursaklarda bırakarak ne elde etmeyi amaçlıyorsunuz?

-Şey yani, önce tanımanızdan dolayı şaşkınım, bana yüklenen temel meziyet’sizliğimle hevesleri kırmamdaki kanunsuzluğumla, insanı yalnız bırakmamadaki mükemmellikle övünerek, zaten sizlerin çoktan unuttuğu dostluğu komşuluğu kökten siler silerken, sizlerin düşünme, araştırma ve öğrenme yoluyla oluşan bilgiler de hatırlatmak için geldim. Ayrıca kişiliğinizin, amaçların dışına çıkar ilişkisine doğru kaydığını anlatmaya, niyetinizin kötülüğünü göstererek dikkate almanızı, bütün bu şartlarla gönülde birleşimde hareketi kullanmanın gerektiğini söylemek için geldim. Sizlerin övülecek hareketleri gerçekleştirmeye uygun en önemli adımı olan, imandan uzaklaşarak ayrı limanlara gittiğinizi görünce bir araya toplayarak uzaklaşmanızı bir arada yalnız kalarak birlikte kalmanın önemini arz etmeye geldim. Görünüşte zararım olsa da, faydam daha çoktur. Ayrıca geçmişten gelen iyi huyların çok sizlerin,  övülecek huylarınız ve ayıplanır değerler olunca , bende kötü huyların kötülüğünün neler kazandırdığını pratikte öğretmek istedim. Yani insanda övülecek huylar olmayabilir, lakin kötülükle iyi olan araştırılarak buluna bilinir, yani ben bir nevi ayna vazifesi görevi yaparak sizlere yardımcı olmayı amaçladım.

-Yani tamamen iyi niyetle geldiniz?

-Evet, bariz görünmese de bu, bakıyorum hala ders alanınız çok değil, maskesiz sosyal mesafesiz umursamaz tavrınızla, hala benden öğretilerimden haberi olanınız bayağı haddinden fazla çok.

-Bu konuda haklı olabilirsiniz, lakin hareket ve sevk merkezinden çıkışınız bu amaç dışında değil miydi?

-Öyleydi, siz Müslümanların ülkesine girince, bariz birbirinize bağlılığınız merhametiniz hissedilirken hissedilmese de bende etkilendim, ders vererek kendimi tanıtmak istedim. Avrupa ülkelerinde kırıp geçiriyorum çünkü onlarca cana değer vermeyerek, insanın canına kıydığı için hiç merhamet göstermiyorum.

-Hım anladım, peki kişiliğe amaca yönelik hareket etmenizi, kendiniz kazandığınızı söylüyorsunuz?

-Evet, sizlerden etkilenerek duygularınızın titreşiminden kaptığım bir kişiliktir bu, sadece siz Müslümanlara özel, hani dersiniz alıma mazlumanın ahini çikariri ahaesin de ahaesindekim.

-Anladım, diyorsunuz ki insan hareketlerinde, bereketinde, özünde, görgüsünde övgüsünde sitem görevi yapan akıl, izan, idrak, aklın hareketiyle duygunun hissi bir sistemin bulunduğunu, kurduğunu bulduğunu yüklendiğini söyleyerek belirterek işaret ederek, mutluluk denen şeye güzelliğe, iyi ve övülecek düşünce fikir hareketler yaparak erişilebilir. Benimkisi az buna yakın olmasa da, bu amaca ulaşmanızdır gayem.

-Uzaktan bakınca hiçte böyle görülmüyor sanki!

-Bakış açınıza bağlı. Benimki bir tezdir, anlamak için derinden değil yüzeysel olarak baksanız da akılla izanla, imandaki nurunuzla anlarsınız. Fazla olmazsa da azami bir derecede faydam vardır, görene bakana anlayana göre. Avrupa değil de sizler, siz Müslümanlar beni anlarsınız, çünkü insan anlayış prensiplerini açıklamasına uygun olarak ahlâk sizde var, unutulmaya yüz tutsa da, insan hareketinde ahlak merhamet imanın hareketleri temel kurallarına sahip olmalıdır ki, insanlıktan çıkan insan olabilsin, sahip çıksın korusun.

-Siz sanki insan aklının neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verdiğini iddia ederek, bizlere bayağı ders veriyorsunuz şaşırdım. Bilim adamları, buna önem vermezken aydınlarımız dünyalarımızı iyice aydınlık etmezken, sizin pardon siz insan aklının önemli yeteneklerinden biri olarak önseziden söz ederek yok olan değerlerin, sezilmesi bu yönde hareket edilerek olumsuzlukların yok edilmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Şaşkınım. Hatta bir adım daha atarak, insanın, yaşarken bu hayatta başka insanın yardımı olmadan yaşayamayacağını belli iken, yalnızlık içinde sömürmekle elinden olanı alarak yok ederek mükemmelliklere, erişemeyeceğine işaret ederek; insan, diğer insanlarla dostluğuna yardımına komşuluğuna ve birliğe gerek duyar ve buna ihtiyaç duymadığınız yok saydığınız için ben geldim diyorsunuz?

-Aynen, bakıyorum aydınlanmaya başladınız.

-Yani kısmen olsa da heves duymadım değil. İnandırıcı düşünce merkezinde gezinince uyaran düşüncelerinizin parlaklığı gözümü kamaştırmadı değil.

-Batılılar sömürmek elde etmek için, birbirlerini içten içe kemirmeye başlayınca bende bunun bir an önce gerçekleşmesi ve yeryüzünde kötülüğün, bir an önce yok olması için geldim de diyebilirsiniz. Avrupalılar üretim işiyle uğraşmazlar, dolaylı olarak hatta aleni olarak üreticilerin emek ürününü zenginliğini varlığını özgürlüğünü insanlığını zorla elinden alarak, alım ve satımını yaparak yaşarlar bu da etik ve ahlaki insani kurallar değildir, hiç olmasına yok olmasına sebebiyet vermektedir. Yok, edeni yok etme gibi görevimi de, unutmamak gerekir.

-Şey, nereye kayboldu, neyse bir daha yakaladığımız da bulduğumuzda devam ederiz.

Mehmet Aluç
 Not: Farabi'nin engin felsefi görüşünde faydalanarak sentezleyerek yazmaya çalıştım.

( Şok Şok Korona İle Röportaj başlıklı yazı kul mehmet tarafından 6.08.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.