Güneşe varmak için
Kan ter içinde iğneyle kuyu kazdı
Işıkları serpili hala terzinin üstüne
Yanar durur karanlığı
Nal gibi kızarır yıldızlar
Terzi dükkanının önünde
Sıraya girer dağlanacak yaralar
Titremez zamanın eli
Yanık gönül kokusu arasında
Göğü yırtar dağlanan mazinin çığlığı
Emeğinden geriye
Eski püskü söküklü mavi düşler kaldı
Yaşlanmış terzi geceye
Özü elvermez
Masurada sarılı saçlarını iğneye takıp
Gözlerine batıramaz
Eli titrer
Kırışmış ipek yüzünü ütüleyemez
Mezura ile yama ölçüsü alamaz
Çıt makası ile az eğri riga kaşlarını düzleyemez
Vicdansızlığına gizli fermuar dikip çekemez
Gücü yetmez
Sertleşmiş yüreğini bir kalıba sokamaz
En önemlisi
Kördüğüm ilikli hasretinin düğmelerini çözemez
Yani
Mavi düşler tamir edilemez
Yaşlı gece yanmaktan
Kendi söküğünü dikemez