İnsanlar Ürkmesin Üzülmesin Gülsünler Diye
Tarih Yazmaya Devam Ediyoruz.
İnsanlar ürkmesin üzülmesin gülsünler
diye bizler tarih yazmaya devam ediyoruz. Nedeni
herkesçe bilinen hizmetleri bazıları bu konuda kötü senaryoyla yazarken, bizlerin
beklentilerini yıkmasınlar diyerek düşünerek, bizler güzel beklenti içindeyiz, çünkü
güzel olanla düşünüyor ve yol alıyoruz. Bir olayın nedeni bilinmezlik
sarmışken açıklamayı bilinmeyi yarın ertelemişken, bu beklenti ister istemez
kötü senaryo yazanları ürküterek yaşayanların korkakların, korkaklığını meydana
çıkarmıştır, bizim ise sevincimiz her
zaman insanımızın mutluluğuna yönelik olmuştur. Anlatıma ve gidişata insan hayatına bozuk olan her oluşumu, duruluk, canlılık,
akıcılık ve doğasını korumak için ecdat imanıyla adımlar atmışsa geleceğe dönük,
bizlerde aynı imanla aynı adımları takip ederek yürüyoruz peşlerinde Rabbim akıbetimizi
hayırlı ey diye duayı, dilimizden gönlümüzden eksik etmeden. Gereksiz faydasız
anlatımları fikirleri yıkıp yerine insan hayatına, mutluluk gülümseme getiren
cümle ve sözlerle değiştiriyoruz ki, dilin fikirlerle pürüzsüzlüğünü gidererek
takılmasınlar pürüzlü gönlü yıkıcı zincirleme duygu ve düşüncelere etki ederek
anını canını sıkmasın üzmesin diyerek.
Etmek,
eylemek, olmak, kılmak, bulmak, bulunmak, buyurmak fiilleri sözcüklere onların
dilinde farklı bizim dilimizde farklıdır buyurun inceleyelim. Eklenerek etmeği güzel
etmek güzelleştirmek, eylemeyi güzel etmek için ise gülümsetmeyi, olmak derken
iyi adam olmak insan olmak, kılmak deyimini geçersiz olan ne varsa geçerli
kılınmasını, bulmak derken güzel olanı dostu bulmak, bulunmak derken yanında
bulunmak, buyurmaya gelince güzel olanı alarak insana yardımcı olmasını
sağlamak, biz iman eden Müslümanların görevidir bununda bilincindeyiz çok şükür
Rabbime. Yoksa onların
etmek derken berbat etmek, eylemeyi kötü eylemek kötüyle etkilemek, olmakla sömüren
olmayı, kılmakla insan hayatına son verdirerek cenaze namazını kıldırmadan
mutsuz gömmek değil, bulmak derken insanın tüm malını elinden alarak insanı
soymanın yolunu bulmak değil, bulunmak derken zalimin sömürenin yanında bulunmak
diyenlerin, tüm eylemleri olan fiillerini hareketlerini fikirsizliklerini etkisiz
kılarak, gereksiz anlatım bozukluklarına son vermek olacaktır bu böyle biline.
Yoksa insanın
belirli bir emek harcayarak elde ettiğini veya para verilerek kazanılan maddî
durumlarını almak değildir, vazifemiz daha çok kazanmasıyla kazanmamızdır, bunu
da ancak Müslümanlar gerçekleştirir, gerçek Nur Kur’an’a bağlı kalan Müslümanlar.
Bakmayın günümüzde adı Müslüman olanlara onlardan söz etmiyorum, ecdattan söz
ediyorum. İmanla merhametle doğru anlatım ise her kişide
var olan bir özeliktir, lakin insana dair kullanırsa güzeldir, yok çıkarı
için kullanırsa, karşısında iman eden ecdatla bizi bulur. Bu sebeple insan
hayatında cümlede gülme de sevinme de yer alan anlatımı sunma sahipliğine, biz Müslümanlar
sahiptir çünkü Âlemlerin Rabbi insanı sevmeyi onun hayatını kolaylaştırmamızı
bizden istemektedir işte bu kadar, bu isteğe yorum katılamaz getirilemez.
Rabbim ne söylüyorsa o kadardır gerisine yorumlamak düşmez sadece açıklamak
düşer anlamayana, vesselam. Ne güzel ifade etmiş üstat.
Gece bir hendeğe
düşercesine,
Birden kucağına
düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.
Necip Fazıl Kısakürek
Bizler
ayrımla ayrıntıyı ayırt edecek izana ve akla sahibiz Âlemlerin Rabbinin Nusret’iyle,
ecdadın değerini bilerek imanı her an
gönlümüzde taşıyarak nitelikleri ve ayırmasını biliriz. İnsan hayatını hiçe
sayanların ayrımla işi olurken bizim insan hayatını mutlu edecek, ayrıntılarla
onu mutlu edecek şeyleri ona sunmakla geçer bu farktır farklı olmanın imanın
gereğidir. Kendi çıkarı için yaşayanların kimlikleri Müslümandır, yaptıkları
yaşadıkları dine Müslümana ait değildir. İşte bu ayrıntıyı bildikten sonra
mesela anlaşılmıştır, herkes dağılabilir, vesselam.
Mehmet Aluç