Ölüm bir ıslık gibi dudaklarımda.
Hiç düşürmüyorum ağzımdan.
Bal değil irin irin kan damlıyor.
Ağız tadıyla kaçırıyorum iştahımı
Kahkahalar vaktini bekliyor.
Müjde belkide son nefeste.
İçimde mazlum çocuk çığlıkları.
Vebal yakın takipte.
Susamış çöl yiğidi yollara düşmüş.
Leyla diye diye dolanıyor.
Ne vakit benim sahradan geçti.
Tayyi mekanda abdal arıyorum.
Hızır bilip her selam vereni.
İki çift kelam ederim hakikatten.
Gecede yıldızlar kuşatır evreni.
Ay yarılmış olmayı hicap sayıyor.
Kırgın değilim doğmayan güne.
İçine düştüğüm çıkmazlar perdeliyor.
Ne vakit kavuştu talihsizliğim üne.
İçimden bir şeyler göç ediyor.
Ölüm ne güzel bir nasihatsın.
Kibirden başım ermişken göğe.
Artık bana ne kadar yakınsın.
Gayrı uyandım gerçeğe.