Ona bilgisayar aldığımızdan beridir kapımı tıklatmıyordu. O bakımdan da artık sabahın köründe kapım çalınmadığından rahat rahat deliksiz bir uyku uyuyabiliyordum ama geçenlerde kabus yine başladı.

Kadın kısmının istihbarat kaynaklarından her zaman korkacaksın arkadaş. En gizli sırlarınızI bile anında ne edip nasıl edip mutlaka öğreniyorlar. Hatun kısmından bir şeyi gizlemenin kesinlikle mümkünatı yoktur. Hoş ben gizlemeye bile gerek duymamıştım televizyonum için bir futbol maçları programI satın aldığımı ama yine de öyle davul zurna ile de ilan etmemiştim benim evde her türlü futbol maçının seyredilebileceğini. Hem yetmiş yaşındaki bir kadının ne kadar ilgisini çekebilirdi ki Galatasaray ya da Trabzonsporun Avrupa kupalarındaki maçları? 

Hem Galatasarayın Milan ve Juventus ile oynadığı maçlar gelmiş geçmişti. Demek ki Nurhayat Abla bende maç kanalı olduğunu öğrenmemişti. Ya da öğrendi ama maç filan ilgisini çekmiyordu.

Yanılmışım.

Yine sabahın körü ve yine kapım çalındı. O tabii ki bu saatte başka kim olabilir?

-Ne var Nurhayat abla ?
-Aaaaa..Terbiyesize de bak. İnsan ne var mı der?
-Tamam abla. Buyur. Bir sorun mu vardı sabah sabah?
-Sende maç kanalı mı var?

Aha da sı.tık. ’ Yok ’ desen hayatta bir daha ’ Goooolll goooollll, fincanı taştan oyarlar, Juve’ye kahve koyarlar ’ Diyemeyeceksin. Eeee öyle sessiz sedasız maç da seyredilmez ki. ’ Var desen geliyor belanın püsküllüsü. Aşağı tükürsen halı, yukarı tükürsen tavan. Çaresizim.

-Hık...Mıkkkk
-Hıklayıp mıklayıp durma. Var mı yok mu?

Yahu kadın kapıya dikilmiş bir taraftan, uyku gözümden akıyor öte taraftan... Karşımda sanki Goebels var ve ben bir SS karakolunda sorgudayım.

- Şeyyy var abla. Yeni aldıydım.
-Ablalar götürsün seni e mi? Neyse. Akşama sendeyim. Maç varmış bu akşam

Sı.tı Cafer bez getir. Bir kadınla, hele hele de Nurhayat abla ile maç seyretmek? Kabus yaaa..Resmen kabus. Hâla uyuyorum ben. Bu gerçek olamaz. Bu durumdan yırtmak lazım.

-Abla sen hangi takımı tutuyorsun?
-Bom Bomu
-Bom bom diye bir takım yok ablacıım.
-Ya kavuniçi ile bej rengi forması olan bir takım var ya onu işte?
-Yahu öyle bir forma da yok.
-Nasıl olmaz ayol. Sultanisi, bile var takımın.

Sultanisi olan takım? Hay Allah’ım. Tabii ya... Galatasaray Sultanisinden bahsediyor hatun.

-Galatasaray?
-Hah tamam işte o.
-İyi de abla onlar sarı-kırmızı. Kavuniçi-bej değil. Hem ’ Bom bom ’ Da değil ’ Cim bom ’
-Cim kim? Yabancı fotbolcu mu?

Yav daha gelip seyretmeye başlamadan çattık belaya.

-Ya abla bu akşam bom bomun maçı yok. Trabzonun maçı var.
-Olsun..Bize her yer Trabzon.

Haydaaaaa... ’ Bize her yer Trabzon’ u da öğrendiyse artık yapacak bir şey yok.

-Tamam abla aşama gelirsin seyrederiz. Şimdi müsaadenle ben biraz uyuyayım. Daha kalkıp sabah namazı kılacağım. Sonra çarşıya ineceğim. Bir sürü işim var.
-Seni köftehor seniiii. Demek maç kanalı aldın ama bana haber vermedin ha?
-Maç ilgini çekmez diye düşündüydüm.
-Ayol nasıl çekmez. Eski Kanaryalardan kim kaldı?
-Kanarya mı? Yahu sen Cim bomlu değil misin?
-Eveet.
-Kanarya Fenerbahçenin sembolüdür de? Onlar sarı - laciverttir.
-Ben de sarı- kırmızı kanaryayım ne olmuş?

Yok yok. Ben resmen ayvayı yedim bu akşam. Hatun bizim Beşiktaşı siyah-beyaz deve kuşu yapmadan olaya müdahele etmem gerekiyor.

-Abla ben müsadenle biraz daha uyuyum ha?
-Aman aman..Git zıbar haydi. Seninle de iki laf edilmiyor zaten.

Neyse efendim uzatmayalım. Nurhayat Ablayı savdım ama uyuyabilirsen uyu. Hatun akşama maça bana gelecek. Nasıl uyursun ki bu kara haber üzerine.

Akşam eve geldim. Nurhayat Abla gelecek diye etrafı toplamaK, bulaşıktı derken yatsı oldu. On üç rekat yatsı namazına iki rekat da hacet namazı ekleyerek dua ediyorum artık ’ Ya Rabbim sen bir sebep yarat da Nurhayat Abla bu akşam bana gelmesin. Sen bilirsin Ya Rabbi.’

Sanki ’ Ya Rabbim Nurhayat Abla sakın gecikmesin ’ Diye dua etmişim gibi duam biter bitmez damladı.

-Ooooo..Hoş geldin Nur-u Aynım, papatyam, bir tanem. Gözlerim yollarda kalmıştı valla. O ellerindekiler ne öyle?
-Mısır ekmeği, hamsi tava ve turşu.
-Yahu Nurhayat Abla maç seyredeceğiz. Başbaşa romantik bir akşam yemeği yemeyeceğiz. Ne gerek vardı?
-Trabzonun maçını seyretmeyecek miyiz?
-Eveeeet?
-Trabzon maçı seyredilirken mısır patlağı yiyecek halimiz yok her halde.
-Oldu olacak midye dolma ile baklava da getirseydin.
-Hemen getireyim. Evde var.

Yahu daha ’ Abla dur, gerek yok. Bunlar bile fazla ’ Diyemeden kalktı gitti ve bir kaç saniye sonra bir tabak midye dolma, bir tabak da baklavayla geldi. Haa bir de ne yapsa iyi. Üzerine giymiş Galatasaray formasını elinde de Galatasaray Bayrağı...

-Abla bu ne hal? Maç Trabzonun maçı. Sen giymişsin Cim bom formasını, almışsın Cim Bom bayrağını?
-Olsun..Madem maç seyredeceğiz hakkını vermek lazım.

Derken maç başladı. Önce Trabzonspor on birini saydı spiker, lakin Nurhayat ablam kadroyu hiç mi hiç beğenmedi.

-Hiç olmamış. Bu kadroyla yenilir bu takım.
-Allah Allah..Sen kadro da mı biliyorsun ?
-Tabii ki ayol. Ben olsam kaleye Turgay Şeren'i alırdım. Sonra Metin Oktay yok, Lefter yok, bu nasıl kadro?

Eyvah eyvah...Şimdi ona Metin ile Lefterin öldüğünü söylesem sabaha kadar ağlar, ağıt yakıp zılgıtlar çeker.

-Ya, Trabzonun rakibi çok zayıf olduğu için antrenör adamları fazla ezmeyelim diye onları oynaymıyor.
-Hımmm..Anladım. Rakip kim peki?
-Lazyo.
-Haaaa..Anladım onlar da laz. O zaman Trabzon yedekleriyle bile oynasa yener. Laz takımları içinde Trabzondan güçlüsü mü var?
-Abla Lazio bir İtalyan takımı?
-İtalyada da mı Laz varmış? Bak bunu hiç bilmiyordum. Yahu bu Karadenizliler de dünyanın her yerine yayılmışlar maşallah.
-Yahu Laz değiller. Bildiğin ecnebi takımı.
-Hımmmm. Lazın ecnebi olanlarından yani. İyi de bunlarda şimdi Pele de vardır. Bizimkilerin işi zor.

Allahım Ya Rabbim. Hatun Pele döneminde takılmış.

Biz böyle maç seyretmekten çok bir taraftan konuşup bir taraftan Allah ne verdiyse yutarken Trabzonspor, Yusuf’un ayağından bir gol kazandı. Ben ’ Gooollll ’ Diye ayağa fırladım doğal olarak. ’ Gooolll’ den başka diyeceklerim de vardı ama yanımda bir bayan, hem de Nurhayat Abla gibi ağırbaşlı, oturaklı, tam bir eski İstanbul Hanımefendisi varken o sözleri söylemeyezdim.

Benim ’ Gooollll ’ Diye ayağa kalkmam üzerine Nurhayat ablam sordu?

- Ne oldu? Niçin kalktın ayağa?
-Daha ne olsun abla? Gol attı bizimkiler.

İnanmayacaksınız ama olay aynen şu:

Nurhayat ablam ayağa kalktı. Benim kanepenin üzerine çıktı ve başladı Galatasaray bayrağını sallayarak:

’ Evirdik, çevirdik Lazyo'ya da.. Biiiip  biiipppp.’

’ Yok artık ’ Dedim.

Daha sonraki ’ Bir Baba Hindi, Fincanı Taştan Oyarlar, Tavşan Gider Ekine ’ Türkülerini hiç yazmayayım yoksa ’ Çocukları ve gençleri muzır meşriyattan koruma kanunu’ mucibince kim bilir ne kadar ceza alırım.

Hani kabus demiştim ya..Yok yok. Nurhayat Ablam ile maç seyretmek oldukça zevkli imiş. Kadro, renk, futbol kuralları vs. den anlamıyor ama amigoluğun hakkını fazlasıyla veriyor. Hem yalnız başına maç seyretmektense yanında soluk alıp veren bir canın olması çok daha iyi değil mi? Hele bir de hamsi tava, mısır unu ekmeği, turşu, ille de midye dolma ve baklava ile gelmişse.
------------------------------------------------

NOT: DAHA SONRA ÖĞRENDİM Kİ ABLAM MEĞER ESKİ BİR AMİGOYMUŞ. HATTA AMERİKADA BİLE AMİGOLUK YAPMIŞ. ÜSTTEKİ RESİMDEKİ EN ÖNDEKİ BAYAN O İŞTE..O YILLARDAN KALAN BİR FOTOSU.

( Nurhayat Ablam Ve Amigoluk Kavramı başlıklı yazı Sami Biber tarafından 16.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.