Yıllar pantolonumun sökülmüş cebinden
Düştü ayaklarımın dibine

Aklım her gün seni bindirip getirirken bir vapura
Gözlerimin kıyısında ıslanmış gülüşün kaldı

En çokta yaprakları dökülmüş ağaçların
Arasına gerdiğim çamaşır ipine
mandalladım gülüşünü

Sonbaharın üzgün rüzgarları esti bozulmadı
Kasımda bile tuzlanmış gülüşün

İnce topuklu hayalinin yüzüne
Dizleri sökülmüş anılara yama yaptım gülüşünü

Geçmişin darbesiyle omurgası kırıldı zamanın 
Çekerken sensizliği felçli günlerim
Geleceğin eline baston oldu gülüşün

Bitmeyen kışlarda
Saklanırdı çelik kasalara baharlar
Soyguna giderken elimde maymuncuk oldu gülüşün
Bir demet çiçek alıp koyardım yüreğimdeki vazoma

Gaz lambası yakarken gecenin soğuk karanlığını

Uzun dalga istasyonlardan
Pilli radyomun içine düşerdi gülüşünün sesi
Bir duyulup bir kaybolurdu

Kaybolunca üşürdüm

Bir yudumu aylarca içimi ısıtmaya yeterdi
Üzüm salkımı ela gözlerinden yaptığım
Pekmezin

Ne zaman yakınımda güleceğin belli değil
Ben hele bir bardak daha pekmez içeyim




( Gülüşün başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 26.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.