SİZ MODADAN, MEDENİYETTEN NE ANLARSINIZ AYILAR !
Mini bir fıkrayla başlayayım.
Ufaklık, banyoda kendisini yıkayan annesine çükünü göstererek sormuş:
-Anne benim beynim bu mu?
Annesi hemen cevap vermiş:
-Henüz değil yavrum.
*********************
1980 li yıllardı yanlış hatırlamıyorsam. Bir anda ülkemizin köylerinde, sokaklarda şalvar ve lastik ayakkabılarla dolaşan kızlar görmeye başladık.
Şimdi diyeceksiniz ki '' Hocam ne var bunda. Bugün bile köylerimizde kızlarımız şalvarla, lastik ayakkabılarla dolaşır.''
İyi de ben Erzurum'un Kars'ın, Hakkari'nin herhangi bir köyünden bahsetmiyorum ki. Benim bahsettiğim köyler Kadıköy, Bakırköy, Ataköy gibi köyler. Hatta İstanbul'un jet sosyetesinin yaşadığı Şişli, Nişantaşı ve çevresi.
İşte o semtlerde bile kadınlar, kızlar bildiğin köyde ninemin giydiği şalvarı, teyzemin giydiği lastik ayakkabıları giyiyorlardı.
Peki birden bire iflas edip fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap bir vaziyete düştüklerinden mi? Elbette hayır. Hayır çünkü beraberlerinde gezdirdikleri minik bobilerin aylık kuaför masrafı bizim evin bir yıllık nevale masrafından daha fazlaydı.
Eee sebep neydi o zaman? Bu hatunlar ne diye böyle fakr-ü zaruret içinde inleyen yoksullar gibi dolaşıyorlardı? Dahası bir ay kadar önce kafalarına silah dayayıp giydirmeye çalışsanız asla giymeyecekleri varoşların kıyafetlerini giyiyorlardı?
Anladınız tabii ki. Avrupa'dan birileri '' Bu mevsimin modası bu.'' Demişti.
O zamanlarda soruyorduk '' Bacı gurban, de hele. Sen bu kıyafetleri niçin giyiyorsun?'' Cevap bayağı kızgın ve aşağılayıcı bir şekilde geliyordu: '' Allah'ın ayısı sen modadan, medeniyetten ne anlarsın?''
Gerçekten de bir poh anlamıyorduk.
O gün anlamıyorduk da üzerinden kırk sene geçtikten sonra bugün anlayabiliyor muyuz? Yok, yine anlamıyoruz. Yani medeniyet yolunda bütün dünya çağ üstüne çağ atlarken biz( en azından ben) hâlâ bu medeniyet denen nesneden bir poh anlamıyoruz.
Pardon yanlış oldu. Artık bizim muhafazakar kesim dediklerimiz de medeniyetten anlamaya başladılar. Benim gibi bir kaç fosil kaldı medeniyetten bir poh anlamayan.
Moda ve medeniyet denen kavram allem etti kullem etti bizim muhafazakar kesime de kendisini kabul ettirdi. Artık o kesimden kızlarımız da eşarpları Pierre Carden, Cacharel, en azından Vakko olmadığı takdirde kafalarına takmıyorlar. Tepelerinde gezdirdikleri gözlükleri Burberry, Calvin Klein, Ralph Lauren olmazsa takmıyorlar. Ayakkabılar Manolo Blahnik,Louis Vuitton,Walter Steiger,Alexander McQueen ve benzeri değilse ayaklarına takmıyorlar.
Tesettür, örtünme, gizlenme, kendini göstermeme, dikkat çekmeme olduğu halde tesettür defileleri yapılıyor ülkede. Evet, tesettür ve defile... Biz gibi( en azından ben gibi) modadan, dolayısıyla da medeniyetten anlamayan ayıların asla anlayamayacağı bir kavram...( 4. ve 5. Resimler )
Bu arada birileri malı götürüyor. Hem de moda diye insanların önüne ne koyarsa koysunlar.
Evet. Şimdi yukarıdaki 1. Resme doya doya bakın.
Ne görüyorsunuz?
''İnsanların gözü önünde olup da korkutmasınlar diye ormana atılmış iki zavallı ucube'' Derseniz siz de modadan ve medeniyetten anlamayan ayılar sınıfına giriyorsunuz maalesef. Neden mi? Hemen izah edeyim:
Efendim o gördüğünüz iki kişi manken aslında.
Yok yahu, acemi bir tasarımcının yapıtı olan cansız vitrin mankenleri filan değil. Sizin gibi, benim gibi iki adet kanlı canlı insan.
Peki hangi firmanın mankenleri bunlar?
Şimdi sıkı durun.
Bu iki manken, dünyanın en önemli moda firmalarından olan Fransız Balenciaga'nın mankenleri.
Tabii ki pek çoğunuz hatta belki de hepiniz Balenciaga'yı ilk kez duyuyorsunuz.
Siz ilk kez duyuyorsunuz ama bu firma kimleri giydiriyor biliyor musunuz?( 7. Resimde toplu halde görebilirsiniz bazılarını)
Bilmiyorsunuz zira şimdi vereceğim isimlerin çoğunu tanımıyorsunuz. Yine de tanıtayım.
1- Dünyaca ünlü şarkıcı Beyonce
2-Adele ( Eklem manasında değil. Bu da çok ünlü bir şarkıcı)
3- Kardashian Kardeşler. Bunlardan en azından Kim Kardasian'ı bizim abaza takımı çok iyi bilir. Kadın sosyal medya hesabından bir duyuru yapıp servetini İki Milyar dolara ulaştırmak istediğinde bu kampanyaya ülkemizden de oldukça fazla miktarda bağışta bulunan olmuştu ve Kim Kardasian adlı bu Ermeni asıllı gösteri yıldızı kısa sürede İki Milyar dolara ulaştırmıştı servetini.
4-Ha bunu kesin tanımazsınız: Meghan Markle. Bu hatun da İngiltere'nin Sussex Düşeşi ( Pardon Düşesi ) imiş.
5-Nicole Kidman ( Ben üfff deyim gerisini siz anlayın. Her ne kadar şimdi yaşlandıysa da hayallerimi az süslememiştir hani.)
6- Madonna ( Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonnası değil elbette. Dünyaca ünlü şarkıcı Madonna. )
Evet, sosyal medyada arkadaşlarımdan Sitemizin Ayşe Gül'ünün( Yeni anne olduğundan artık pek takılamıyor siteye) '' Koy bunları bostana korkuluk diye, ne domuz gelir ne geyik'' Dediği bu mankenler gördüğünüz gibi senelik kazançları milyon dolarlarla ifade edilen ünlüleri giydiren bir firmanın mankenleri.
Başlatılan akımın adını bulamadım ama daha önce de bu firma '' Ugly Dad Sneakers ( Çirkin Baba Spor Ayakkabıları) Diye bir akım başlatmış ve spor ayakkabı satarak köşeyi dönmüş. Bu seferki modanın amacı yanlış anlamadıysam çirkinin de güzel olduğunu kanıtlamak gibi bir şeymiş. Dedim ya bizim kafamız basmıyor böyle sanatsal ve medeniyetsel zamazingolara.
Evet, bir başka arkadaşım ( Ki o bir başka arkadaşım bizim Hamdi mahlaslı kardeşim Mustafa Gül'dür.) ''Hocam bu elbiseler salı pazarında 30-50 TL arasıdır en fazla'' Demiş benim paylaşımıma. Belli ki o da anlamıyor modadan. Çünkü bu elbiseler kaç para biliyor musunuz? Yani o mankenlerin üzerinde gördükleriniz?
Sıkı durun:
O elbiselerin en ucuzu 4.635 Euro. Türk parası kaç Tl olduğunu varın siz hesaplayın. Ama şu kadarını söyleyeyim: Bir eşiniz ve üç de kızınız varsa ve hepsine o elbiselerden satın almak isterseniz normal bir daire fiyatı ödemeniz gerekiyor.
Evet, şimdi bir iki bilgi daha vereyim.
Balecaiga'nın instagramda on bir milyon takipçisi varmış.
Biz kıçımızı yırtalım, doktora tezi gibi yazılar hazırlayalım, sadece iki beğeni alıp hiç yorum alamazken elin oğlu Mahmutpaşa'da 30 Tl ye satın almayacağınız elbiseyi en az 4.635 Euroya kakaladığı yetmiyormuş gibi bir de on bir milyon takipçi sayesinde milyon dolarları cukka yapsın. Allah'a reva mıdır? Neyse, Allah'ın işine fazla karışmamak lazım.
Ve son olarak. İki şey daha...
1-Bu firmanın kurucusu 1895 İspanya doğumlu Cristobal Balenciaga Eizaguirre( 2. Resim) ülkesindeki iç savaş sebebiyle Paris'e kaçıp burada bir butik açtıktan sonra Allah herife öylesine bir '' Yürü ya kulum!'' Demiş ki herifin 1919 da açtığı dükkan 1937 de artık bir moda evi zincirine dönüşmüş ve 1940 yılında Almanlar Paris'in üzerine bomba yağdırıp devamında işgal altında tuttukları dönemde Avrupanın diğer ülkelerinde yaşayan insanlar Cristobal Balenciaga Eizaguirre'nin 3. Resimde gördüğünüz kreasyonlarını satın almak, en azından görmek için ölümü göze alıp Paris'e koşmuşlar.
2- Balencaiga'nın bu eşsiz kreasyonunu ti ye alan paylaşımından dolayı ünlü sinema sanatçımız Nurgül Yeşilçay'ı ve yeğenini kınım kınım kınıyorum. Kadın bir de '' Kaynımgillerde de var.'' Demez mi? (6. Resim)
*********
Tekrar en baştaki fıkraya dönecek olursak:
Sanırım o anne haklı. Büyüdükçe beynimiz oluyor pantolonumuzun ya da eteğimizin içinde gezdirdiğimiz şey.
