“Bize iki çay!”

      Yılmaz’ ın menajerlik şirketi vardı.
      Sinema ve müzik sektörlerinde sanatçılarını bulmuştu.
      Futbola da el atmak istiyordu.
 
      İkinci lig maçı için kendinden yaşça büyük muhasebecisi ile birlikte tribünde yerine aldı. Muhasebeci:
      “Şu öğlen sıcağında ne işimiz var burada? Gene ne planlıyor-sun?”
      “Amatör liglerden bir oyuncu buluruz. Reklamını yapar, parlatırız. Büyük takımlara satarız!”
      “Aferin! Güzel plan. Ama izlediğin adamlara bak! Hepsi tombul ve koşunca yanakları kıpkırmızı oluyor. Beş seneye kalmaz çöker bunlar!”
      “O zamanda spor programına yorumcu yaparız!” İstemsizce gülmeye başladılar.
 
      Maç başladı!
      Rakip takımın forvet oyuncusu Cemil’ i göz hapsine aldılar.
      Cemil, ileride arkadaşlarından gelecek topu bekliyordu. Rakip takımın kalecisiyle sohbete başladı.
      “Ee, durumlar nasıl? Maaşlarınızı alabiliyor musunuz?”
Kaleci: 
      “Nerede be abi? Vallahi hepimiz takım otobüsüyle geldik. Otobüsü bir kaçırsam minibüse binecek param yok!”
      
      Cemil, kalecinin durumuna üzüldü. Kendi takım arkadaşları da aynı durumdaydı. Kale arkasındaki tribüne geldi.
      “Ne yaptınız ulan taraftar?”
      “Sana ne ulann?”
      “İndirme bizi aşağıı?”
Cemil:
      “Beş çekeceğiz beş!”
      “Ulağğnn!”
      “Yuuh! Yuuh!”
      Stada yabancı maddelerin girişi yasak olduğu için atacak bir şey bulamadılar. Ceplerindeki bozuk paraları Cemil’ e atmaya başladılar. Cemil, mutlu bir şekilde bozuklukları toplamaya başladı.
Cemil: 
      “Kaleci! Sana bu kadar yeter mi?”
      “Yeter abi! Sağ olasın!” Parayı uzatırken bir lira yere düştü.
      “Tutsana oğlum parayı!”
Kaleci: 
      “Nasıl tutayım abi? Elimde eldiven var!” Cemil, yerdeki bir liraya uzandı.
      Cemil’ in takımı atağa kalktı.
      Takım arkadaşı Emir, sol kanattan topu sürdü. Cemil’ in ceza sahasında olduğunu gördü.
      “Cemill!”
      Topu ortalayarak arkadaşına attı. Top Cemil’ in kalçasına çarpıp kaleye girdi.
      “Golll!”
      Cemil ve arkadaşları, tribüne doğru koştu.
Cemil:
      “Bize iki çay! Biri açık olsun!”
Emir:
      “Çay mı? O nasıl gol sevinci ya?”
      “Ne bileyim oğlum? İlk kez gol atıyorum! Nasıl sevineceğimi şaşırdım!”
 
      Maç bitti!
      Yılmaz ve Muhasebeci, soyunma odasına indi. Cemil, sırt çantasıyla kapıda göründü. Muhasebeci:
      “Cemil!”
      “Buyurun!”
      “Beş dakika görüşebilir miyiz?”
      “İmza mı istiyorsunuz?”
      “Öyle de denilebilir! Ben Recep. Ve Yılmaz Otman!”
      “Memnun oldum!”
Muhasebeci:         
      “Futbolunu izledik. Gerçekten şahanesin!”
Cemil: 
      “Sağ olun!”
      “Bizimle anlaşma yapmanı istiyoruz!”
      “Anlaşma mı? Oynadığım takımı biliyorsunuz değil mi?”
Yılmaz:
      “Biliyoruz!”
      “Gol kralı olmadığımı biliyorsunuz değil mi?”
Muhasebeci:
      “Biliyoruz!”
      “Otuz yaşını geçtiğimi biliyorsunuz değil mi?”
Yılmaz’ ın sabrı taştı:
      “Kardeşim! Sen para kazanmak istiyor musun, istemiyor musun?”
      “Yani… Eğer sizin için bir problem yoksa, benim için tamamdır! Nereyi imzalıyorum?”
Muhasebeci, çantasından sözleşmeyi çıkardı.
      “Şuraya!” Sayfayı çevirdi. “…Bir de şuraya!”
Cemil:
      “Oldu mu?”
Muhasebeci:
      “Hâyırlı olsun! Artık birlikteyiz.”
      Cemil ile el sıkışıp stattan ayrıldılar.
 
-SON-


( Futbolcu Cemil başlıklı yazı yasinnmnylmz tarafından 28.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.