I. Fırtına öncesi sessizlik bu Kâğıttan gemiler yüzdürüyorum Aklımın sığ sularında Düşlerimde perdeleri açılmadık bir pencere Oyuncaklarımı çalıp Yalancı masallar tutuşturuyor elime yedi cüceler Oysa ben pamuk prensese hiç ilişmedim ki
II. Çiçeği burnunda bir papatya boy vermiş Kurusun diye beklediğim fesleğenimin saksında Su almış yukarıda yazdığım kâğıttan gemilerim Uyanmalıyım gördüğüm rüyadan Benim karakışlarım başkalarına bahar olsa da İnanmalıyım yaşamanın güzelliğine diyorum
III. Hicret halinde sabit bildiğim ne varsa Her şeyin yeri değişiyor Yıldız Kenter diyorum En güzel dram sahnelerini o oynardı Anne diyorum, annem seni düşününce Neden bir tek anı canlanıyor gözlerimde Neden ısınmıyor sen deyince üşüyen yanlarım
IV. Adını bilmediğim bir melodi dudaklarımda Ben değilim aynada bana bakan adam Adam dedim de En çok olamayışıma kırık not verip Kullanamadığım son şansıma tükürüyorum Nuri öğretmenimin sesi kulaklarımda Aldırış etmeden içimde hüküm süren cehennem
savaşlarına Vallahi ben başlatmadım Sırpsındığ savaşını öğretmenim Ama Hiroşimalı kızla kapıları çaldığım doğrudur
V. Sen diyorum gökyüzü, sen Bilir misin? el eline muhtaç olmak mı zor Dilindeki sevgiyi tarif edemeden susmak mı? Düşünsene! Sen, sen olmaktan çıkmışsın Yorulmuşsun her yol gösterene eyvallah demekten Zor be gökyüzü çok zor Daha yaşarken kendini Araf da hissetmek
VI. Güzeldi atı Ama alçağın tekiydi Red Kit Hem de kendi gölgesine kurşun sıkacak kadar şöhret
budalası Gidene engel olunamayacağını Babam ve oğlum filminden öğrendim En sevdiğim kitabı oğlum tutuşturmuştu elime Sezgin Kaymaz ve Lucky’si Ayrı bir pencere açmıştı şiirlerime Ve o kitabı oku diye tavsiye etmiştim En çok sevdiğim kadına
VII. Uzaylı olmak isterdim bazen Saygonlu ya da Merihli falan Hatta Uzay bin dokuz yüz doksan dokuz dizisinin senaristi Bazen deMork’la Mindy gibi masalımsı bir hayatım olsun Adım Ahmet olsa da başında Hazarfen olsundu Uçabileyim diye acıların diyarından huzurun
maviliklerine En çok da elimde sihirli sopam olsun Ki bütün alemlerde hiçbir çocuk ağlamasın Ha bir de Papatyam diyen annelerin papatyaları asla solmasın
VIII. Ruhum, ruhum diyorum Bilmesem de ruhun ne olduğunu Absürtte olsa düşündüklerim Kendimce tarifler yapıyorum Ben ruh olsaydım Çekmezdim senin gibi adamın varlığını diyorum İyi de ben politikacı değilim Yalancı da olmadım sevdiklerime Çıkarım için onurumu da satmadım hiçbir zaman Ve hiçbir zaman da göz ardı etmedim karıncanın
kararını deyip İçin için seviniyorum iyi ki ruhun ne olduğunu
bilmiyorum
IX. Pişmanı değilim bunca yaşadıklarımın Eskisi gibi kar da yağmıyor artık Yağsa da içimin kasvetini kapatsa diyorum Tanısı aynı Tınısı farklı acıların toplamıymış yaşamak Birazdan Hafakanlar basıp kılıçtan geçirecekler Şiir diye yazdığım çaresiz hecelerimi Kimsesizler mezarlığına çevirecekler Huzurun adı dediğim gecelerimi
X. Çok ince düşünüyorum bazen şakağımdaki namluyu görmezden gelip Tetiği çekecek parmağa üzülüyorum Kurduğum intihal hayallerden utanıyor Özür diliyorum Pişmişi midemi mahveden soğanlardan Ne alaka Ankara diyorum ne alaka Kader benim kaderim Affet sana ağız dolusu sövdüğüm için
XI. En sevdiğim mekan hastane bahçesi Ne duyacağıma aldırış etmeden Pazarlık ediyorum simitçi çocukla İki simit fiyatına üç simit… Tamam amca iki öde üç al İstersen bir de peynir vereyim Yalnızlık hissetmesin simitler Amca; Kılık kıyafet yerinde Reis adayı mısın yoksa? Ağzın çok güzel laf yapıyor da Ah bir de gerçek olsa söylediklerin
XII. Yukarılarda bir yerlerde babam ve oğlum demiştim Telefon ettim, evlat iki bira çekiyor canım Baba ; bu gün olmaz yarın ne istiyorsan onu yap Boş ver be yarını evlat Yarın diye çıktığım her yol canıma tükürdü Günü gün edip yaşamaya bakın siz Yarın dediğin Kırk boğumu kan kokulu bir hançer
XIII. Eyvallah diyorum eyvallah güzel insanlar Helalleşmek en güzeli, helal edin hakkınızı Siz dualar edin toprak anaya, hem de yer yüzüne Ve selam söyleyin sevdiğime Müsterih olsun ben razıyım ondan
Son söz Dün gece kabrimi gördüm düşümde Göçüp gitmeliyim ben bu dünyadan İsmimi okudum mezar taşımda Geçip gitmeliyim ben bu dünyadan
( Biraz Uzun Bi Şiir başlıklı yazı Fasl-ı Hazân tarafından 5.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.