Lütuf kapısı değildi benim yüreğim Bu cevri niye bize hak gördün sultanım Mihnetle doluyken benim gönül tereğim Sevdamı niçin yılkıya sürdün sultanım Kar beyazı utandıran tenin gibiyken Hayalde bile her daim senin gibiyken Kuytulara defnedilmiş cenin gibiyken Neden halimi yadlara sordun sultanım Ecele haber salmışken aşkın ıskatı Ruhuma dua isterdim, tenim kaskatı Halime şahitken arşın yedinci katı Sen
ne şekilde huzura erdin sultanım Parantez içi olsa da gülerken yüzüm Sevgi nehirleri gibi çağlardı özüm Acılarımla hemhalken benim önsözüm Ne hakla gelip kanıma girdin sultanım Aşk mavisiyle boyarken kara bahtımı Ben bir tek sana açmıştım gönül tahtımı Mücbir sebeplerince yok sayıp ahtımı Beni vasıfsıza bir kul gördün sultanım Öksüzce yaralarımı bilenimken sen Tükenmeyecek aşk ile gülenimken sen Peşimden hak divanına gelenimken sen Neden sırrımı açığa verdin sultanım Madem sevgide zahiri ayıptı hükmüm Madem yazan kalemince kayıptı hükmüm Mademki kavli sözünden seyip di hükmüm Yar deyip nefsimi niye yordun sultanım Pervazsızdı can pencerem soğuktu aşım Mor boyalıydı kaderim dardaydı başım Hiç aklına gelmedi mi eğdiğin kaşım Kısa yoldan defterimi dürdün sultanım
( Sultanım başlıklı yazı Fasl-ı Hazân tarafından 9.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.