Yaşanacak ne varsa her şey insan için. Hedefin güzelse, mutluluk ta arkasından geliyor. Gaye, Hakkın yolu ve o yolda engel çok oluyor. Dikenli ve yokuşlu yollar. Bu kadar çileye katlanan insan en zirveye çıktığında, İslam bayrağını dalgalandırdığında, inmek istemez asla... Hani kul demiş ki, hiç derdim yok, Ya Rabbi beni unuttun mu? Bu yüzden dertler rahmettir, insanı düzeltir ve doğru yaşamayı öğretir. Çılgınca yağan yağmurla felaket yaşayan o dükkânlarda ki dert, mutlaka o insanlara bir ders ve rahmettir. Bir acının ardına gizlenen güneş, karanlığı yara yara seherinde kendini gösterdiğinde, aydınlığı alışık olmadığı yepyeni ve bilmediği güzellikleri sergilenecektir gözlere. Kalp, bakmayı bilecektir... Dil ne söylerse kalbini düzenleyecektir. Neye sahipsen, onun sahibi olacaksın. Onların ne yaptığına kör ve sağır olmayacaksın. .At arabasının önünde ki atların dizgini sende ise istediğin yöne sen süreceksin. İnsan yönetecekse, okumalı ve onu en doğrusuyla yaşamalıdır bu yüzden.

Fikirler senin olmadıkça, papağanlar gibi görünürsün. Ne savunabilirsin ne de örnek olabilirsin. Her yaptığın senin olanlarının eseridir. Onları doğru kullanmalısın. Eller, gözler, ayaklar, dokunuşlar... Hepsi en doğru gaye için yaşamalıdırlar. Alınan her nefes, yediğin ve içtiğin kadar önemlidir. Bizi yaşatan ve uzun ömür veren doğrularımızdır. Onlar saf ve temiz kaldıkça, yaşam lezzetlenir. Hastalık ertelenir. Mutluluk bilenir...

Neden yaptığını bileceksin. Hayatta gayen olacak... Planlı yaşayacaksın... Başkasına değil kendine ihanet etmeyeceksin. Kendin için yaşayacaksın. Seçmeyi bileceksin. Dalından her kopardığının bir efendisi olduğunu unutmayacaksın. Sihirli değnek ya da mucize, senin elinde gizlenmiş bir değnektir. O değneği, peygamber asasını bulmalısın. Asla bir şeye dayanmayacağım diye, ne gençliğine ne de bilgine güvenmeyeceksin. Gençlik denen çabucak gidiyor, bilgi ise öğrendikçe daha fazlasını bilmen gerektiğini gösteriyor. Eğer o değneği bulur ve ona dayanmayı öğrenirsen, yalnızlık da, varlık da, ümitsizlikte artık dillendirmediğin gerçekler olur. Artık onları doğal çerçevede yaşar, etrafına da böyle sergilersin.

Her adımında, bedeninin hissetmediği basınç ve yer seni durdurmaya çalışır. Bu yüzden yorulursun ve enerjiye ihtiyaç duyarsın. Her uyguladığın kuvvet, alanı, yer ve mevkisi ne olursa olsun seni durdurmak için elinden geleni yapar. Bu yüzden onlara karşı daha güçlü olmalısın da. Her gittiğinde şunu düşün, ben gerçekten gitmeliyim mi? Bana karşı kuvvet Uygulayan yerle mücadele etmenin bir gayesi var mı? Kendine karşı dürüst ol. O aldığın güç ve enerji israf olmasın. O enerjiye sahip olmak için harcadığın para ve emek boşa gitmesin. Her düzen, Allah’ın gayesine ışık tutmalıdır. Allah’ın yarattığı bu değerlere sahibim diye onları çar çur edemezsin. Eğer gittiğin yolun bir gayesi, bir ilahi ufku yoksaSana zarar verir. Seni yorar ve gitmeni engellemeye bu yüzden sebep olur. Seni yorar ki, ne yaptığını düşün, nedenlerini ve sonuçlarını gör. O yürüdüğünün şükrünü ver. Hiç bir bedeni hareket, boşuna ortaya çıkmaz, çıkmamalıdır da.

Mutlu olmak istiyorsan, bedenini ve ruhunu iyi tanıyacaksın. Onlara şoför olacaksın. Ehliyetini ise Kur ‘andan ve ehlisünnet yolundan alacaksın. Bastonun ise iman olacak... Ona tutunacaksın ki, düşmeyesin.

Saffet Kuramaz
( Mutlu Olmak İstiyorsan Dostum Eğer başlıklı yazı safdeha tarafından 15.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.