Bir Gülümsemeyle Bir
Şiir Gülümsememle Bir Eleştiri
Ve Tahlil…
Uzun zamandır eleştiri değil de gülümsemeyle tahlil açıklama
diyeyim yazmıyordum. Bugün Erol Başçı
(Gökdeniz mahlaslı) kardeşimin enfes muazzam “Ah Dilim” şiirini okuyunca bu güzelliğine katılarak mana ile dolmak
mana ile açıklamaktan
ziyade gülümsemek için devam ediyorum. Şiirle
insanın gönlüne bakmanın yazmanın latifesi hoşluğu
ile doldurduğu
boşluğu
ile her soruya cevap oluyor, bazen insanın yalnızlığını, bazen yalnızlığına dokunarak anlatımına ben bayılıyorum… Seviyorum şiirle bakmayı sevmeyi, gülümsemeyi, gülümsetmeyi... Asla şiirde dokunuşlar bitmez, her anı dokunuşuyla çiçek kokusuyla doldurduğunda geriye de ileriye de gitsen
aynı güzelliği muhakkak ki var bulursun içinde. Dokunur herhangi
bir satırla Gönül’e yalnızlığa
insana yarınına, muhakkak ki bir şeye anlatır canlandırır,
hatırlatır insana… Buyurun az bakalım görelim hissedelim…
AH DİLİM
Dilin de var mıdır,
yoldan çıkmışı
Her yöne dönüyor, bir
garip mafsal
En sevdiği spor, kelam yarışı
Sus desen susmuyor,
hep aynı masal
Ah o dil değil midir ki gönülleri yakan ezen
geçen, ayarını vermez isen yalnız perişan
bırakan, kardeşim de “Dilin de var mıdır, yoldan çıkmışı”
diyerek sanki çıkmasın diyerek temenniyle betimlemeyle yoldan çıkan dillere
sesleniyor”. Her yöne dönüyor, bir garip
mafsal” evet bir mafsal ki (Birbirine bağlanmış
parçaların her yönden dönmesini sağlayan bağlantı ki)hangi yöne döneceğini bazen şaşırıyor kırıyor incitiyor.
Kardeşim güzel bir göndermeyle maksadını en güzel şekilde açıklıyor.” En sevdiği
spor, kelam yarışı”
Kelam
yarışı
da bazen kelamı selamı bilmiyor haklısın kardeşim.” Sus desen susmuyor, hep aynı masal”
Susmasını söyleşende
susmuyor anlatıyor bilip bilmeden hayatı sanki hayat bir masalmış gibi.
Abad eden odur, viran
eden de
Şerir
bile şaşar,
ondaki fende
Latif bir kaç kelam,
bari bilsen de
Zerafet damıtsan,
okurken maval
Dil ki diyor kardeşim güzeli aşkla
söyleyince “Abad eden odur, viran eden
de” Abad şen,
neşeli, mutlu, bahtiyar, eden, bunu
bilmez ise viran edende dildir.” Şerir bile şaşar,
ondaki fende” Şerir
yani Kötü, olan kötüyle gezende, fesat kimse şaşar ondaki fenne yani biyolojisine
kıvraklığına!
“Latif bir kaç kelam, bari bilsen de”
Ah dil latif hoş
birkaç kelam söyleşende sevindirsen gönülleri bilmezsin
bazen bilirim diye söylersin kötü sözleri.”
Zerafet damıtsan, okurken maval”
incelikle güzel sözleri de damlatsan üzerine haddini bilmezse,
frenlemezsen okuduğu
hep olur maval yani yalan.
Uyurken sadece, lebde
hapiste
Ayıkken bakınır,
durmaz kafeste
Bıraksan başıboş, kalpler şikeste
Harabeye döner,
yüklenmez zeval
“Uyurken
sadece, lebde hapiste” uyurken sadece anlayamamanın
hapsinde, leb demeden yani anında anlayan anlamında değil tam tersi anlayamamanın
hapsinde. “Ayıkken bakınır, durmaz kafeste”
Uyanınca uykusunda hapiste olduğunun
farkına varmaz, yıkmak için
etrafına bakınır, durmaz yerinde… “ Bıraksan
başıboş, kalpler şikeste” Başıboş bırakmaya gelmez aman dikkat
diyen kardeşim,
başıboş bırakılırsa “şikeste”( Kırılış, yeniliş, mağlup
olmuş. Kırık)Kırılması için gönülleri kırar,
yenilir mağlup
olur bun görmez
yıktıkça yıkar yıkılır, kardeşim çok haklı yerinde ve güzel olanı söylemiş bunu söylerken de araştırmış
öyle haybeden sallayarak yazmamış.” Harabeye
döner, yüklenmez zeval” harabeye çevirirken harap olur, bu
haliyle bile yüklenmez zeval (Suçu, kabahati, mesuliyeti.)
Gönül almak için,
gelsek ru be ru
Muhabbet eylesek,
özünde doğru
Gıyapta yermekten, Allah’ım
koru
Aşık
eyle dili, Yunustan misal
“Gönül
almak için, gelsek ru be ru” İşte bu nedenle kardeşim diyor ki gönülleri almak için “ru
be ru” yüz yüze gelsek muhabbet için “Muhabbet eylesek, özünde doğru”
muhabbet etmenin özü olan gönül almayı sarmayı varmayı gönülde kalmayı, bir gün
nasip olur kardeşim
inşallah diyelim.” Gıyapta yermekten, Allah’ım koru” İnsanın
hakkında arkasında olmayanı
söyleyerek konuşmaktan
varsa bile üzerinde çekiştirdiğimiz hali iyi değildir onu konuşarak kalbini kırmak zamanı boşa geçirmek, sen koru Allah’ım böyle anlarda
diyen kardeşimin
duasına âmin diyorum.” Aşık
eyle dili, Yunustan misal” Aşk
ile seven kadir kıymet
değer bilen dil eyle gönül dostu
Yunus gibi, amin inşallah
diyelim.
Hayra döndüğünde,
tadından yenmez
Hak savunduğunda, sukut et denmez
Hak’tan bahsederken,
sözü kesilmez
Tevhitle ölene,
sorulmaz sual..
“Hayra
döndüğünde,
tadından
yenmez” O dil ki hakkın sözünü söyledikçe doğru ile oldukça tadından dinlemeye
doyum olmaz, olur mu ki? Olmaz tabi Rabbim tatlı dilli olan kardeşlerimizi çoğaltsın inşallah.”
Hak savunduğunda, sukut et denmez” “Hak’tan bahsederken, sözü kesilmez” Dil
ki hakkı söylediğinde
hak ile olduğunda
mazlumu savunduğunda
sus diyemeyiz, zaten dil bunun için vardır, kardeşime
gönülden katılıyorum.” Tevhitle ölene, sorulmaz sual…” İmanla yaşarken gezerken istediğimiz bir hayat, Tevhitle yaşamak tevhidi âleme yayılması için
çaba sarf etmek bu doğrultuda
hakla insanla mazlumla olmak hakkı söyleyerek hayatını yaşayarak son nefeste İmanla ”Lailaheillah Muhammeden Resulullah
“Diyerek inşallah
göçüp gitmek. Evet,
sorulmaz sual çünkü tevhitle tüm sorulara cevap bulmuş acıları Tevhitle sarmış, mazluma koşmuştur.
Rabbim böyle bir ömrü biz iman edenlere
nasip etsin. Kardeşime
de teşekkürler ediyorum iman dolu gönlü
ile yazarken bana da açıklarken gülümseyerek bu duyguların içinde gezintiye
çıkardı, Rabbime de şükür sizler için
yazdırttı, selamlarımla.
Mehmet Aluç