Hususi hayatımın kayıt dışı varlığı
Bir dağım var benim
Kasabama makul sayıda arpa boyu mesafede
“ sen ellerin olalı “ nın giriş mısrasına atıfla
Yakınlarda kırk yılı devireceğiz baş başa
Aynı coğrafyaya ruhumuzu koyarak
İyi arkadaşımdır dağım benim

Beni bir an olsun terk etmedi
İhanet nedir bilmez
Yalan yanlış hak getire, kul götüre
İnsan mı da benim dağım ?
Elbet bihaber
Bu lüzumsuz teferruatlardan

Çok sabahlamışımdır kollarında
Gülmüşümdür, ağlamışımdır
Sevgimi haykırmışımdır
Bütün hislerimi anlatmışımdır
Kimi geceler mehtabı servis eder
Yanında tam pansiyon yıldızlar
Gepetto romantiği ay dede
Ve bir kullanımlık mutluluklar
Güneşle beraber “ sahibinin sesi “ uyur
Yevmiyesini hak eder Şükran Ay
Biraz mahcup, biraz ürkek
Çekimser bir fatiha geçer içimden
Yarı anlaşılır ama esasından niyetli
Halen üzüm tadı var damaklarımda
Neme lazım rutin günahlara bir ilave


Çok görgülüdür benim dağım
Oturmasına kalkmasına
Giyimine kuşamına itinalıdır
Görücüye çıkar her elbise değişiminde
Ben de gider görürüm endamını
Ne zaman soyunsa
Ne zaman örtünse

Okur yazarlığı da vardır
Öğretirim ona her gidiş gelişimde
Arkamda bıraktılarımdan çalışır
“ yeni “ “ kulüp “ “ milli” “ zilli “

Ellerime doğan havhav kardeş
Değnekçilikten valeliğe geçti
Senelerce hazır mamanın mucizesini belleye belleye
Benim külüstüre ilerlediğim yeşiller üzerinde
Sanki İngiliz Kraliyet tayı
Bir eşkin bir tırıs eşlik eder kerata
Başlar yine yağmur
Bekleyemedi yola koyulana

Oyuncular değişir her daim
Bir ben kadim
Ve her daim müdavim
Bir de iyi arkadaşım dağ
Her seferinde farklı gelse de
Hep aynı muhabbet

İçimin kıpır kıpır olduğu bir gün
Buldum yine soluğu eteklerinde
Anlattım heyecanla ne var ne yok
Başladık söyleşiye
Aldım sazı elime
Aşk senin sevda benim döktürüyorum
Bizim dört ayak durup durup bir başlıyor
Arada susup yüzüme bakıyor
Sanırsınız Kuruçeşme açık havada Zerrin
Üç oktav altı sesten “ seeeeeen” i çektikten sonra
Alkış tufanını seyrediyor
Mübarek Christina Aguilera
Yüzünde aynen bu ifade
Olsun artık bu kadarcık da..

Yola koyulma vakti
Tam çalıştıracağım düldülü
İndim ani bir kararla
Ve sordum
“ ey dağ söyle bana
Neden yağmurlarla uğurlarsın beni
Ha bir gün de güneş aç
Tam gider ayak “

Suskunluğun analizi başa düştü
Diyordu ki ;
“ hüzünlerin içimi burkuyordu
Gülüşlerin de içimi burkuyordu
Tebessümün sonunu görebiliyordum
Bunun için asırlardır yaşıyorum
Bunun için dağım
Ben geleceği bilirim
Görürüm ben
Üzülüyorum haline
Tutuyorum gözyaşlarımı
Gözden kaybolana kadar bakıyorum ardından
Dayanamıyorum bazen
Yağmur olup boşalıyorum “

Keşke bu kez anlatmasaydım dedim
Kendi kendime
Bilmek istemediğimden
Bu hikayenin sonunu
Yüklendim gaza
Dikizden süzüyorum
Torosları tırmandıkça
Gözden kaybolacağım hemen şu tepenin ardında
Halen güneş var
Seviniyorum
Mutlulanıyorum
Gözüm aynada
Kayboluyor
Kayboluyor


Bir damlaya hassas silecekler başlıyor çalışmaya
Sensörü bulanların yedi ceddini saygı ile anarken
Gözlerim dolu dolu oluyor
Yüksek sesle küfür edemiyorum
Boğazım geçişlere kapanıyor

Konuşamıyorum


MCU
( Dağım başlıklı yazı MCU :) tarafından 16.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.