Kavramlarla Kavramak Anlamak 2
İzafi Yani Bağlantılı
Sözlerim hayatla gönülle izafi’li, zaten izafi’li yani
bağlantılı olmazsa size ne anlatabilirim ki? Söz kalem gönülle olmazsa
canlılığı yazma aşkı nasıl meydana çıkabilir ki? Biz bütün varlıklar
ve varlığımızla hayatın içinde fizikî temasla sözle bakışla olayların adımların
sesleriyle bir birine izafi’li’dir yanı birbirine bağlıdır. Tek başına ne dünya
olabilir ne de yaşam. Zaten zaman, mekân ve hareket birbiri ile bağlantılıdır,
birbirlerinden bağımsız yaratılmış değildir. Birbirlerine bağlı izafi dediğimiz
olaylar tanımlanan kuramda belirli bir
konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü ya da eksikliği
diyelim yani
uygulamadan yaşamda kopukluk ölümle vardır. Hasretle özlemle olan ayrılık araya
giren kör cisim kara resim birleşimdeki kopukluk zamanla vardır ve zaman içinde
aynı kalır bazen barışmayla değişir, işte insan zamanla, mekânla hareketle, insanın
atacağı adımla harekete mekânda bir anda bu adımlarla ve toplamda oluşan
artısıyla topluma dönüşür o andan sonra her şey birbiri ile bağımlıdır ve
bağlıdır.
Belli olmayan gerçekleri akıl ile açıklama, yorumlama ya da belirleme biçiminde ortaya çıkan, çıkmaz yol bile olayları denenmemiş olmaktan çıkararak, deneme aşamasına taşırken işte izafiyet denilen teori meydana çıkar, yani hareketsiz kalınan ana hareket sağlamak çıkış yolun bulmak için yoldur bu bağlam bağlantı. Bu çıkmaz yol, izafiyetle yani bağlam bağlayan olarak, bu çıkmaz yola yol aramak çabalamak enerji harcamak içindir bu çıkmaz yol. Her anla hayata akılla insanla fikirle bağımlı olan insan, bunlardan ayrı düşünülemez. Bazen de Rabbim hayat bizim için zora sokarak yalnızca düşünce ile kurulmuş temeller üzerine oturtan anları önümüze getirerek bizi sınar, bu ana bu olaylara nasıl ne gözle düşünceyle bakıyoruz görmek ister. Vermiş olduğu akıl his duygu ve düşünceyle yeni olguları bulma yolunu gösteren bu bilimsel öğreti insanında Rabbim tarafından verilmiş, birbiriyle bağlanmıştır, hayat gibi insan gibi vazgeçilmezidir, hayatla ve ahiretle bağlantılıdır.
Can verme sakın aşka aşk afeti
candır (Aşk Afeti
candır: İnsanı çıldırtacak kadar güzel kadın gibi
candır)
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır
(Meşhuru Cihan: Cihanın bildiğidir) cihan bilir aşık bilir…
Sakın isteme sevdayı gam aşkta her
an
Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır
Her ebrulu güzel elinde bir hançeri
honriz (Honriz:
Onur, yani hançeri kadın için onurdur)
Her zülfü siyah yanında bir zehirli
yılandır
Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma (Emma: Lâkin ancak şu kadar
var ki)
Yahşi nazar ettikçe sevdaları yamandır
(Yahşi: pek güzel, çok güzel, iyi, güzel, naza çekerse o güzel kendini
varması sevilmesi zordur yani yamandır.)
Aşk içre azap olduğu bilirem kim (İçre: İçindeki, yani aşkın içindeki
azabı azap olduğunu, tek taraflı sevince azaptır demek istedi diye anlıyorum
kendimce)
Her kimseki aşıktır işi ahü figandır
(Ahu figan : Ahu
figan; içi yanarak feryat etmek demektir...Her kim ki böyle tek taraflı aşka
düşerse hali böyledir)
Yadetme güzel gözlülerin merdümi
çeşmin (Adımı
adını anma, güzel gözlerinle ey göz bebeğim)
Merdüm deyip aldanma kim içtikleri
kandır (MERDÜM-İ ÇEŞMİN: Gözbebeği.)
Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa
var
Aldanma ki
şair sözü elbette yalandır.
Fuzuli
(İşte buradaki son iki kıtadaki manayı her okudukça çözemem, neden böyle söylemiştir bilinmiyor ya da sevmediği için sevilmemesi için söylüyor benimki bir teori ya da sav diyelim… Evraka evraka buldum oleyyyy şimdi anladım diyor ki, gel derse Fuzuli dese de her güzellerde vefa var, aldanma bu şairin sözü yalandır her güzelde vefa bulunmaz diyor, işte bunu dinleyen kadın şairin sözünün yalan olduğunun idrakine erişinde kendi savıyla bilerek bir daha şiir okumam derken, ilk başta benim gibi anlamamıştır vesselam.)
Mehmet Aluç