Ne Ekersek Onu Biçeriz,
Akşam
Geceye
açılan kapının kilidi
Bilinmezliklerle dolu karanlıklar
ülkesinin başlangıcıdır.
Ne
çok sırlara gebedir yaşanan onca geceler,
Ne çok sırları
saklamıştır yaşadığımız onca geceler.
Uyuruz
Gözlerimiz
kapalı,
Bedenimiz uykuya varmış
Ölü misali
Rüyalar
alemine dalarız
Gördüğümüz rüyaların kaçı
aklımızda,
Kaçını gerçek hayatta yaşayacağız
Sabaha
çıkacak mıyız
Yoksa çıkamayacak mıyız,
Hepsi sır.
Okuruz,
Yazarız,
çizeriz
Sorgulayıp araştırırız,
Bulduğumuz her
yenilikte,
Her teknolojik buluşta,
Her bilimsel keşifte,
Uzaya
her uydu gönderişimizde
Müjdeler sunarız.
Sanki alemi
yeniden keşfetmişiz
Oysa bizim bildiğimiz,
Bulduğumuz,
keşfettiğimiz
Müjde diye sunduğumuz
Alemde bir zerre bile
değil,
Hani
biz geceleri karanlık sanırız ya,
Oysa ki geceler bildiğimiz
gibi karanlık değildir,
Gökyüzünde gördüğümüz sayısız
yıldızlar,
Kayan göktaşlarının izi,
Uzayıp giden ışık
huzmeleri.
İşte
gidemediğimiz,
Göremediğimiz,
Çözemediğimiz,
Bilemediğimiz
Ve
sırlarla dolu evrende
Bir zerre dahi olmayan
Yaşadığımız
dünyayı nasıl yok ettiğimizi
Ve bu yok edişimizin
sonunda
Bizlerinde yok olacağımız açıkça bellidir.
/
Doğa bizden ibaret değildir,
Doğa bizde değildir
Doğa
alemdeki canlı cansız tüm varlıklarından ibarettir.
Ne
ekersek onu biçeriz,
İşte şimdi ektiğimizi biçiyoruz./
Dinçer Demirel