Yalnızlığın bir kıvanç olduğunu öğrendim ne zamanki şahikanın kanadına konan özlemdim…

 

 

Sözcüklerim ve tırnak arası imgeler

Göğe teğet geçen bir gülücük

Ne mavidendi yaptığım rötuş ne de yalandan.

Tepinen ayaklarım bulutların tepesinde

Sırıtan dolunay ve kardan adam

Oysaki bildiğim içi boştu ayın elbet

Karın da adam olmadığı

Sadece bir bilmece idi

Sıfatların rengi ve mahiyeti.

 

Rotam belli işte çünkü bilinmezin g/izini sürüyorum ve içimdeki boş sürahiyi nasıl da dolduruyorum sevgiyle, gözyaşıyla her halükarda umut içine kattığım bazense kasıklarını tuta tuta gülen palyaço oysaki iş dönüşü görmüştüm onu ve elinde boş bir torba.

Nazire yapmıyorum ne de ima ediyorum sadece imha ediyorum yalan gülücükleri ve hıçkıran hangi çocuksa ya da mazlum peşindeyim sadece dokunmak adına yüreğine ve kurmaksa bir köprü acıdan umuda uzanan hem zembille inmedim ben sadece çağ dışı bir müdavimiyim mazinin belki saklıyım seksenlerin ruhunda ya da ispat edemediğim rüştü yetişkin kimliğinin.

Hiçbir tutanak teşkil etmiyor içimdeki kaçkın parantez ve asla yığılmadım kuyrukların arkasında biten o izdiham ve tüm mesafemi koruyorum aslında sevgide mesafe tanımadığım ve sevgiyle tüm uzaklıkların aşıldığı inancı ve de ispatı.

Bu gün huzurluyum hem de nasıl gerçi içimde devam eden bir sıkıntı ama sabırla aşacağım elbet söyleyemediklerimi ama kefilim de sözcüklerime ve korkmadan ve çekinmeden yazıyorum çünkü sevgiyi ve edebiyatı şiar edinmiş güzel insanlara duyduğum inançla salınıyorum bir cümleden diğerine…

Bu yazıyı yazmama vesile olan ağabeyime teşekkür ediyorum çünkü nihayetinde bir esaretten kurtuldum akla zarar acılarla ve sıkıntılarla örülü bir zemin ve yazarak var olduğumu haykırırken uğradığım nice iftira ve hakaret işte dozunu arttırdım da umudun ve sevginin çünkü hiç olmadığı kadar özgür ve huzurluyum ve kim ne der, demeden yazıyorum en azından biliyorum ki sevgiyle kalemini kucaklayan sadece ben değilim üstelik yalnız olmadığımın bilincinde.

Duvarlarımı yıktım ve umuda kanat açtım en azından şimdilik ve ben buna bile razıyım.

Azığa aldığım ne ise azınlıkta sözcüklerim ve çoğalan bir umut.

Yalın ve yalansız.

Özden söze düşen ama asla gözden düşmeyen.

Vurguladığım üçlü elbet inancın izinde ve sevginin meali iken içtenlik ve iyi niyet bir de umut ektim mi zemine ve sayfaya ufku parlayan ve tutulan nutku yeniden canlandıran bir umut…

Özgürlüğümü kutluyorum.

Ümidimi saklı tutuyorum.

Bir karede saklı isem iki de üçgene denk düştüğümü biliyorum ve o eş kenarlı ve eş açılı üçgenlerde biliyorum da Allah’ın hakkı üçtür diye ve asılı kaldığım sonsuzluğa duyduğum inanç ile ve o üç mükemmel mefhum her biri de eşit açıda ve tüm acıları yok saydığım çünkü ben ve kalemim; inanç, sevgi ve umuttan ibaretiz ve bana eşlik eden tüm dostların da ruhundaki bu üç güzelliği ben en baştan görmüşken ve işte asılı kaldığım salıncakta rüzgâr beni sallıyor en uzakları yakın bildiğim ve sevginin umudun da her mesafeyi azalttığının bilincinde…

Ruhların uzamı.

Sözcüklerin ufku.

Hayatın hatırına.

Dostluğun ise Allah katında makbul olduğu.

Yolumdan sapmadan ve umudu da saklı tuttuğum…

Mademki Allah var gam yok…

 


( Özgürlüğümü Kutluyorum Bu Gün... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.