Sır İçinde Sır

 

Hayat bu ya, bir kasaba düşünün herkesin birbirine borcu var lakin işler kesat satış yok gelen giden desen yok, herkes kara kara düşünürken, toptancı Rasim efendi de dükkânın önünde oturmuş kara kara düşünüyordu. Az sonra karşıdan, bir yabancı bu kasabadan olmayan birinin kendisine doğru geldiğini gördü. Sevinçle oturduğu sandalyeden kalkarak karşılarcasına.

-Hoş geldiniz, yabancısınız bu kasabada, sizi ilk defa görüyorum?

Böylesi hoş karşılaşmadan memnun kalan yabancı.

-Hoş bulduk beyefendi, evet ben buranın yabancısıyım. Buranın namını duydum yeşilliğiyle huzuru hakkında birkaç günlüğüne dinlenmeye geldim, kalacağım bir otel var mıdır?

Bu kasabada bir tane otel vardı. O otelde her şeyi mutfak ihtiyacı olan her şeyi kendisinden alıyordu. Gözleri ışıltı içinde.

 -Az ileride bir tane var, memnun kalacağınız bir oteldir.

-Teşekkürler ederim.

Yabancı, otele doğru ilerlerken Toptancı sevinç içindeydi. Yabancı otelin kapısından içeriye girdi. Resepsiyondaki çalışan güler yüzle.

-Hoş geldiniz efendim, size nasıl yardımcı olabilirim?

-Bir kişilik, bir haftalık krallara layık bir oda istiyorum. Ücreti ne kadar?

- Üç bin lira efendim. Sabah öğle akşam yemeği dâhil beş bin lira.

Adam beş bin lirayı resepsiyona bırakarak, odanın anahtarını alarak odasına doğru çıktı. Resepsiyonda ki görevli, parayı alarak hemen toptancıya koşarak, üç bin liralık borcunu ödedi, oradan manava giderek iki bin liralık borcunu ödedi. Toptancı çiftlik sahibine giderek üç bin liralık borcunu, manavda ayrı bir çiftçiye giderek iki bin liralık borcunu ödedi. Çiftlik sahibi geçen yıl otelde kalan misafirleri için üç bin liralık borcunu otele ödedi, diğer çiftçide otele olan iki bin liralık borcunu ödedi. Hala resepsiyon masasında, beş bin lira vardı. Herkes bir birine olan borcunu ödeyerek nefes almış, lakin ödemenin yerine getirilmesiyle, para hala masanın üstünde duruyordu. Az sonra odayı tutan yabancı aşağıya inerek.

-Kusura bakmayın, acil bir işim çıktı, hemen gitmem gerekiyor, benim odayı iptal ederek, ücretimi iade eder misiniz?

 Dedi. Resepsiyondaki görevli gülümseyerek.

-Tabii, buyurun paranız burada alabilirsiniz. Sizi gideceğiniz yere kadar izin verirseniz bırakalım geç kalmayın, yine bekleriz.

Yabancı adam, parasını alarak memnun bir şekilde otelden ayrıldı ve tekrardan geleceğini söyleyerek, kendisini gideceği yere bırakacak olan araca doğru yürüdü. Resepsiyonda ki adam, bu işteki sırra vakıf olunca, hafiften gülümseyerek işinin başına dönerek, mutfakta biten erzaklar için siparişi hazırlamaya koyuldu. Bir şiirle noktalayalım bu şiirin bu hikâyeyle alakası yok lakin hayatla anlamakla hissetmekle alakası var buyurun okuyalım.

Duyuş Ve Düşünüş 

 

Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer 

Ay geçmiyor ki almayayım gamlı bir haber. 

  

Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu; 

Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu. 

  

Kaybetti asrımızda ölüm eski hüznünü, 

Lakayd olan mühimsemiyor gamlı bir günü. 

  

Çok şey bilen diyor: ‘Gidecek her gelen nesil 

Ey sade-dil Bu bahsi hayatında böyle bil 

  

Hiç durmadan, hayat öğütür devreden bu çark, 

Ölmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark. 

  

İlmin derin görüşleri, aklın hükümleri 

Doldurmuyor boşalmış olan hisli bir yeri. 

Yahya Kemal

 

Mehmet Aluç

 

 Not:Hikaye alıntıdır ben birazcık kurgulayarak eklemeler yaparak yazdım bilginize.


( Sır İçinde Sır başlıklı yazı kul mehmet tarafından 27.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.