Saygıdeğer öğretmenim bütün güzellikler
seninle olsun yazıma bu güzel dilekle başlamak istiyorum. Gün boyunca bunlardan
özellikle hoşgörü ve sabır’a çok ihtiyacın oluyor biliyorum. Senin kızmaya,
dert yanmaya birilerini eleştirmeye, yani mazerete hakkın yok. Neden biliyor
musun? Sen zoru seçmişsin. İnsanla uğraşmayı seçmişsin, kolay pes edemezsin.
Olayların sen üzerine gitmezsen altında kalır ezilirsin. Gün uzar bitmez,
yıllar asır olur. Emeklilik hayal olur. Davranışların, giyimin kuşamın,
konuşman, hatta yürüyüşün bile taklit ediliyor, örnek alınıyor. Sen şikâyet
edemezsin. Beğenmediğin bu günün yöneticilerini sen yetiştirmedin mi? Yargıdan
sağlığa, ticaretten üretim çalışanlarına kadar sen şekillendirmedin mi? Rahat
yok unutma. Eğitim beşikten mezara kadardır. Toplumun eğitiminden de
sorumlusun, ailenin eğitiminden de. Bir hatıramı paylaşalım Hizmetimin uzun bir
süresini doğup büyüdüğüm ilçemizde yaptım. Yaşlısından gencine herkes birbirini
tanır. Törenlerimizin yapıldığı, yorulanların dinlenebildiği uf diyecek bir
yerimiz, Cumhuriyet meydanımız var. Bir gün akşam arkadaşlarla gezerken eski
mezun ettiğimiz öğrencilerimizden delikanlılar oturmuş hem sohbet ediyor hem de
çekirdek yiyorlar. Çekirdek kabuklarını yere atmışlar çirkin bir görüntü
oluşmuş, anlaşılıyor ki görev yine bize düşüyor. Hemen karşıdaki kuruyemişçiden
biraz çekirdek bir iki de eski gazete alıp geldim gazeteleri önümüze serip
bizde yemeye başladık. Ses tonumuzu yükselterek dikkatlerini çekmeyi başardık
bizi görmemezlikten gelemediler yanımıza geldiler, hal hatır ettikten sonra
içlerinden birisi kuruyemişçiden süpürge ve çöp küreğini aldı geldi. Hocam dedi
yine yapacağını yaptın rahat vermedin anlaşıldı temizlik var. Oturdukları yerin
temizliğini yaptılar. Sohbetimize hep beraber devam ettik. O zaman yine rahat
vermedin diyen öğrencime rahatlık; yapılması gerekenlerin yapılmaması ve
nihayeti hayatın bitimi anlamına gelir ki buna da ölüm diyoruz dedim ve
gündemimiz rahatlık olmuştu.
Öğretmenim sana rahatlık yok. Rahatlık mesleğinin ölümüdür. Toplumdaki
itibarının kaybedilmesidir. Çağ nereye giderse gitsin en önde olmak zorundasın.
Bazen duyuyoruz öğretmenler yatarak maaş alıyorlar şu kadar tatil yapıyorlar
vs. Her gün ilk gün heyecanıyla işine öğrencisine koşan öğretmenin emin olun ki
uykuda da rahatı yok uyuyamadan sabahladığı çok günler oluyor. Bu maaşa ancak
bu kadar çalışılır diyen öğretmen de mesleğinin idrakinde olmayanlardır. Bu söz
sadece öğretmeni itibarsızlaştırmak isteyenlere yarar. Gerekirse sendikanın
önderliğinde meydanlarda aslanlar gibi hakkını ararsın, ancak tahta başında
yorulmak gibi bir hakkın yok. Bu memleket Çanakkale’de şehit düşen 15’ lilerden
emanet, unutma.
Mefail ÖZBEK