..bugün gaya dayı ( yani dedem Ali Kaya ,köyde lakabı Gaya dayı olarak bilinir ) yine merkebi hazırlıyor , belli ki ya Ağın'a , ya da yakınlarda bir yere gidecek , sordum Zehra tarlasına gideceğini söyledi , benden su istedi ve koşup getirdim , bir yandan Cirik çeşmesinden getirdiğim kabaktan su içiyor , bir yandan da eşeğin palanını bağlamak için eşek huysuzlanmasın diye yanından ayrılmıyor , suyunu içince dedem işine koyuldu , eşek bir türlü rahat durmuyor , öte yandan pappam(babaannem adı Fatma fakat köy onu pappa diye bilir biz de öyle seslenirdik) bir şeyler yapmanın gayreti ile seyirtiyor , bir yandan dedem ve pappa birlikte "..çüüşşş...çüüüşşşş " diyerek eşeğin rahat durmasını bekliyorlar , bir yandan eşek neden huylandıysa bu iki yaşlı insanı etrafında döndürüyordu , ben çocuk olarak bir şeyler yapmalıydım hemen eşeğin önüne geçip yüzündeki yular kısmından tuttum , iş uzadıkça dedem iyice asabileşmişti ,söylene söylene bezende öfkelenerek zor bela zapt ederek nihayet semeri eşeğin sırtına yerleştirebilmişti , hemen oracıkta olan taşın üzerine çıktı ve ilk hamlede bir delikanlı çevikliği ile bindi , dedemin bu enerjisine oldum olası hep hayran ve hayret etmişimdir , içimden zeytinyağı içmiş olmalı dedim çünkü yemeklerden önce hatta her öğün zeytinyağı elinin altındaydı , hem yemeklerde hem öylesine mayalı ekmeğini zeytinyağına bandıra bandıra kullanırdı , onun dinç ve çevik olmasını buna bağlardım ben , her defasında onun eşeğe binme çevikliği bu yaşta bu yaşlı halinde bu yaşama sevinci aklımdan hiç çıkmadı, dedemi sağ salim uğurlamanın rahatlığı içinde olmanın huzuru ile ben de evin önündeki iğde ağacına tırmanıyordum , pappa da sallana sallana ( onun yürüme şeklidir düştü düşecek gibi bi sağa , bi sola yan yatarak yürürdü ) dikkatlice eve girdi , arkasından sesleniyordum ''..pappa canım tereyağında yumurta çekiyor..'' , beni duydu mu duymadı mı bilmiyorum ama şaşırtmadı değil , sağ olsun pappa elinde iki yumurta ile kom 'dan çıkıyordu , ağaçtan yeterince iğde yemiştim gerçekten bu ağacın bir tatlı bir meyvesi olacağını tahmin etmezdim , öyle bereketli olurdu ki köye her yaz tatilinde geldiğimde ağaçtan inmek istemezdim , tabi şimdi inmeliydim çünkü tereyağında yumurta benim bugün bile favori yemeğimdir, hemen ocağın başına geçtim tereyağında kırılan yumurtanın cızırtısı çocuk açlığımın unutamadığı seslerin ilk sırasını alır , ah harika görünüyor yumurtanın akı bembeyaz olmuş sarısı da o beyazlığın içinde orkide çiçeği gibi açıyordu adeta , pappam kırmadan önce yumurtalara dokunmuştum daha sıcacıktı tavuklar yeni gunlamış belli , işte o gün pappamın bana yaptığı sahandaki o yumurta benim yumurtayı çok sevmemin kaynağıdır...

 

 

19.11.2020

Mustafa kaya / çengelköy

 

 

( Gaya Dayı başlıklı yazı cirik tarafından 19.11.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.