... biz
evlerimizi hiç değişmezdik çok katlı yüksek bina hayatlarına , tamam belki
imrenir hayran bakardık ama ayaklarımız bir avuç toprak görmeyecekti , kendi
ellerimizle diktiğimiz fidelerin ürünlerini toplamayacaktık , karıncayı ,
tırtılı , sümüklü böceği ,kertenkeleyi , kedi köpeği , kuşları güvercinleri
..vb bu kadar yakından göremeyecektik , olsun bir gecekondu mahallesinde
yaşamış olayım evimiz bir gecede toprağa konan evlerden bir ev olsun , kah
tuğladan kah briketten hiç fark etmezdi , yeter ki tek katlı şöyle düz ayak
bahçesi bulunsun büyüyen ağaçlarımızla büyümek , ağaçların çiçekleştiği
mevsimlerde sevinmek meyvelerini yemek ,ara sıra mahalle arkadaşları olarak
birbirimizin bahçelerimize misafir olsak ,birlikte maç günleri kararlaştırsak ,tornetlerimizi
karşılaştırmak ilaveler yapmak yarışlar tertiplemek gibi konuları paylaşmak , daha
bir çok konular vardı ne güzeldi mahallemiz arkadaşlarla, sokaklarında
bahçelerinde beraberliklerimiz , ve ne güzel komşuluk dostlukları kuruldu ,
imrenerek baktığım içini her zaman merak ettiğim yüksek binalar acaba bir
mahallenin yaşattığı duyguları veriyorlar mıydı ? benim hiç böyle zengin , böyle
yüksek binalarda evleri olan arkadaşlarım olmadı , bu yüzden bilemem komşuluk
dostluk ilişkilerini , bizim gecekondu evlerimizin dünyası dediğim gibi güzeldi
huzurlu ve sevinçli günlerle geçerdi , fakat çoğu filmlerde olduğu gibi sonu
mutlu bitmezdi ,bizim mahallenin de başına gelenler büyük kentlerde öteden beri
bilinen istimlak gerçeği geldi çattı çıktı karşımıza, evlerimizi toprağımızı ,severek
büyüttüğümüz ,emek verdiğimiz bahçelerimizi kaybettik , istimlak tüm
güzelliklerimizi infilak ettirdi . İstimlak sonrası mahallemizi yıllar sonra
ziyarete gittiğimde , şaşkınlığım ve hayretim kat kattı , o gecekondu
mahallemizin yerinde , şehir merkezinden daha şehir , daha modern binaların
yükseldiği bir muhit olmuş , küçük bir Amerika gibi lüx binaların , akıllı
evlerin görülmedik inşası ile binaların varlığı mahalleyi unutturmuştu , o
güzelim yemyeşil ağaçlı , her evin bahçeli olduğu yer , çok katlı binaların
şiddeti altında yok olmuşlardı , o mütevazi , kendi, halinde , günlük geçim ve
hayata tutunma güzellikleri ile ayakta durmaya çalışan gecekondu evlerimizin
yerine yapılan dev binalar ,gecekondu evlerin varlığını silip anıları yırtmış
atmış , tarihin yaşanmışlıklarını , burada gömülü olan hatıralarımızı , burada
yaşamış insanlar olarak yüreğimizden hiç bir şey silemezdi , yıllarca bir arada
sevgi dayanışma birlik içinde yaşamayı başarmış bizleri ve edindiğimiz
değerleri asla yok etmeye gücü yetemezdi iş makinalarının , ve devasa binaların
kibirli zorba havaları ..
26.112020
mustafa kaya