Ne Bu Acılar Bitecek Nede Kırk Haramiler Geberecek

 

 


Uçmuştu kuş tüyünden hafif ümitlerin o gözlerinden

Konmuştu gönlüme baktığın o günden gözlerinden

Tutamadım sanma yakaladım hala saklı duruyor

Bir kuş gibi geldi kondu bu gönlüme o sıcaklığıyla

Gittiğin günden beri kaç gece eskittim hasretinle

Kaç gece senin o yanaklarından öperek yattım

Yatamadım uyuyamadım deliler gibi döndüm durdum

Çözdükçe bu hasreti beni sardı bırakmadı

Hatıralar çürüdü ben çürüdüm sen hala çürümedin

Seni toprağa verdiğim günde bende gömüldüm

Lakin hala ölmedim ölemedim canım ise yanıyor

Yakında değil çok uzaklarda bu gönlüm kanıyor

Seni andıkça yaralarım sızlıyor gök üzerime yıkılıyor

Ateşten zehri tattım yandıkça yandım kavruldum

Bardakta ki su gibi çalkalandı gönlüm dünyam

Yıkılmadı içinde sen vardın

Mekân bir yokluk içinde ben sensiz yokum

Mekân içinde gözlerin varlık içinde seninle bir hoşum

Benliğimde seni bana yazan hakkın esiriyim

Gerisisin sorma bir ıstırap sorma söylemeyeyim

Deliler köyünde kalmadı gidecek menzil

Yıkıldı her şey üzerimize takıldı el ayağa kelepçe

Yaralandı gönüller şereften yoksun olanlarca atılınca bir pençe

Hastalık diz boyu şifa için eller gönüllerle semada

Atıldı dünyanın üzerine bir avuç kezzap

Gerisi dersen sanki bir azap

Mani olamadık alamadık bir sevap

Dua ile alırız belki bir sevap kalmadan bitap

Bir fikir ki çıkardan başkasına çıkmaz yolu

İnsanı hiçe sayan bir anlayış azap yolu

Sanki yanan insan değil bir kütük

Kör bakarken âleme oldu körkütük

Yanlışa yürüdük katillerin katran akan çeşmesine doğru

İçtik katranı yakalandık hastalıklara aradık teselli pınarını

Haktan başka bulamadık sığınacak liman geç mi kaldık

Bu bir cinnet rüyamı rüyanın içinde mi kaldık

Okunurken sabah ezanı semada yankılanırken

Dilimde gönlümde dua şafi ismi hürmetine şifa isterken

Fikir çilesine inşirahla bir huzur aydınlanma diledim

Düğüm atanların düğümleri çözülsün

Gerçek ne ise olduğu gibi görünsün

Kaçak ve kurnaz tilkiler yakalansın bir bir

Parçalansın el ve ayaklarımızda ki zincir

Çekilsin gönülle imanla duran kılıcın

Vursun başsız kellelere kanı aksın hıncın

Yok, olsun umutları çalan hayatı hırsızın

Uyanalım bu derin uykuda ansızın

Yok, olsun senin de benimde sızın

Açılsın gönüllerdeki nakış serilsin gönüllere gülen bakışın

Düşelim gerçeğin peşine olalım gerçek

Koşmazsak bu sancı daha kaç gece sürecek

Bizler hiç mi gülmeyecek

Açıl susam açıl dedikçe kapılarda açılmayacak

Haramiler içeride sefamı hep sürecek

Gözlerine kızgın demirden millerde mi çekilmeyecek

Gönülde bir parıltı bir iz sevgiyle parıldar yolumuz buraya çıkmazsa

Ne bu acılar bitecek nede kırk haramiler geberecek

 

Mehmet Aluç

 

 


( Kırk Haramiler başlıklı yazı kul mehmet tarafından 27.11.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.