Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 27.11.2020
Okunma Sayısı : 771
Yorum Sayısı : 0
Bir konuya açıklık getirmeliyim. Niyetim dindar cemaatleri kötülemek falan değil. Ama dindar birisi olarak bir gerçeğin bilinmesini istiyorum. İslami hayatımızda kavramlar önemlidir. Şehadet cümlesiyle Müslüman oluruz, dikkat etmez isek yine bir cümle hatta kelimeyle dinden çıkabiliriz. İlgili herkesin malumudur ki: İslam fıkhında genel düstur 1 masum için 99 cani affedilir. Samimi dindar insanlarımızın kurduğu ve çalıştırdığı cemaatlere kötü imalarda bulunmak büyük vebaldir. Geçenlerde A. Hakan köşesinde İzmir depreminde dini cemaat ve tarikatların nerede olduklarına dair bir yazı yazdı. Gerek ülkemiz gerekse dünyada her hangi bir doğal afet durumunda bütün dini cemaat ve tarikatlar mutlaka afet bölgesine gitmişler ve yardım etmişlerdir. Yakından takip ettiğim Beşir derneği İzmir depreminden sonra İzmir'de yardım çalışmalarına başladı ve devam etti. Ahmet Hakan'a gazete köşesinden ben de mesaj yazdım. Ahmet Hakan beni yanılttı. Bir kaç gün içinde bir özür metni yayınladı.
Dini guruplardaki dejenerasyonun en büyük sebeplerinden biride ülkemiz siyaseti ve siyasetçileridir. Seçim zamanı yaklaşınca tüm siyasetçiler dini gurupların peşine düşerler. Bazı cemaatler iyi niyetli olarak-hizmetlerini genişletmek ve artırmak gibi- siyasetçilerle temaslarını kesemezler. Maalesef siyasetçilerin çoğu için iyi niyet oy'dan sonra geldiği için o dindar gurup suistimal edilir.(Risale-i Nur talebelerinin Demirel ve ekibi tarafından suistimal edildiler.
Tarikatların siyasete bakışları her zaman seviyeli olmuştur. Daha doğrusu Şeylerin Siyasetten uzak durulması talimatı bağlıları tarafından tam olarak uygulanmadığı için tarikatların siyasi partilerle bağ kurdukları gündeme gelir. Mevlana Halid-i Bağdadi İstanbul'a gitmek isteyen halifelerine devlet adamlarından ve yönetimden uzak durmalarını ve kimseden para istememelerini, kabul etmemelerini özellikle şart koşmuştur.(Mektubat-ı Mevlana Halid) Ülkemizdeki iki büyük Nakşi Halidi kolunun (Menzil ve İstanbul) bilhassa görevlilerinin siyasetten uzak durmaları konusunu talimatlandırdıklarını biliyorum. Bazı tarikat üyelerinin politize olmaları ise tarikatları bağlamaz. Ben bugüne kadar şeyhlerden politik bir cümle duymadım, bilmiyorum. Cüppeli Ahmet Hoca bir tv programında sözlerinin hiç bir şekilde İsmailağa cemaatinin görüşleri olmadığını, cemaati temsil etmediğini özellikle belirtti. Menzil gurubunda ise siyasi bir konu için şeyhi aramak kesinlikle yasaktır. Dergahlarında siyaset konuşulmaması özellikle talimatlandırılmıştır.   
Samimi Müslümanların iyi niyetinden hiç şüphem yok. Peygamber(sav) Efendimizin Müslümanın niyeti amelinden hayırlıdır hadisi şerifine göre hiç bir gurup hakkında menfi yorum yapamam. Ama cemaat kavramıyla tarikat kavramları arasındaki farkı bilmek ve cümlelerimizi ona göre kurmak gerekir ki kul hakkına girmeyelim.           devam edecek inşallah.../...
( Tasavvuf-tarikat-3 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 27.11.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.