Akşam Karanlığında Kalmış Bu Gönlüm…
Çok yorgunun bütün gece uyumama rağmen bu gün izin günüm
olmasına rağmen yorgun ve halsiz ve isteksizim, sonbahar yaprakları gibi
sararmış yere dökülerek rüzgâr da savrulan yaprak gibiyim. Aslında yaşlılığında
bunda payı yok değil. Uzun zamandır bu gurbet ilinde kendi odamda hatta
dünyamda bir kız arkadaşım olmadan yaşıyorum. Beklentilerine cevap veremem onu
hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyorum. Kalbi pırpır ederek bana doğru
uçarken hayal kırıklıklarını yaşamasını istemiyorum iyi mi ediyorum bence evet,
yalnız yaşayarak ne elde ediyorum bilmiyorum!
Oysa severken isteklerine cevap verecek durumu günümüzde bu
asgari değil rezil eden maaşla mümkün değil, Akşam karanlığında kalmış bu
gönlümün karanlığından kurtulmak için kendimi sokağa attım, dışar da bahar
yeşillikler kuşların cıvıltıları. Oturdum az ilerideki banka boştu, tıpkı
gönlüm gibi. Bir müddet sonra karşı lokantanda garsonluk yapan kızın güzelliği o
kadar yansıyordu ki âlem ve bana gözlerimi parıltısından alamadım. Yaklaştım, adeta
şok olmuştum. Yaklaştı yanıma gülümseyerek.
-Hoş geldiniz.
Bense şaşkın halimle.
-Asıl siz hoş geldiniz dünyama.
Gülümsedi. Beni deli sandı mı sanmadı mı bilemiyorum. Ben bu
kadar cüretkâr mıydım bilemiyorum!
Bana menüyü uzatırken
-Siz bugün yorgunsunuz, yorgunluğunuzu atmak için evden
çıkmış gibisiniz.
-İnanın sizi görmeden önce böyleydi, şimdi dünyam değişti. Kusuruma
bakmayın bu kadar cüretkâr hiç değilim nasıl olduysa.
-Heyecanının gözlerinizden belli oluyor.
-Belli olsun.
-Ne alırdınız?
-Bir tabak gülümseme ve mutluluk.
Lokanta boştu, ikimizden başka kimseler yoktu.
-Ben Rüstem, isminizi bağışlar mısınız?
-Ben Reyhan, çok hızlısınız yoksa çapkın mısınız?
Korku içinde.
-Hayır, lütfen yanlış anlamayın ilk defa bu kadar cüretkârım,
oda sizin güzelliğiniz karşısında olacak ki, sizi kazanmak için gönlümün
çırpınışları olacak…
-Tamam, bu kadar heyecanlanmayın şaka yaptım.
-Karşılıklı kahve içelim mi içine şeker yerine gülüşünüzü ekleyebilirseniz
memnun olurum.
-Bu kadar cüretkâr değilim diyorsunuz da ağzınızda iyi laf
yapıyor siz şair misiniz?
-Hemen belli oluyor mu?
-Elbette…
Hareketleri, mimikleri canlı, sıcak candan ısıtıcı etkileyici
hayran olmamak elde değil. Onun güvenini kazanmam çok önemliydi Kibarlığımdan
hoşlandığımı ele veren bir sesle
-Neden olmasın, bende yıllardır böylesi bir muhabbete özlem
duyuyordum.Galiba buraya ilk kez geliyorsunuz? Daha önce sizi buralarda hiç görmedim.
Masum bir gülümsemeyle gözlerine içten gülümsememle bakarak.
-Haklısınız iyi bir gözlemcisiniz hemen fark ettiniz, sizin
burada çalıştığınızı bilseydim, başka bir yere gitmezdim.
Gülümseyerek.
-Neden?
-Dünyan en hoş çekici cana yakın güzel ve en hoş bir genç kızsınız da
bundan dolayı.
Sonra cebimden küçük bir defter ve kalem çıkararak bir şeyler
yazıyorum. İlham geldi kaçmasın Merak edip soruyor.
-Siz hep yazar mısınız böyle?
-Evet, ilham geldikçe sizin güzelliğiniz yansıyınca…
Espriye keyifli
keyifli gülüyoruz karşılıklı.
Benden hoşlanmıştı. Antikacıya lazım olacak eski duyguları
bir çırpıda silip attım dünyamda. Yeni tertemiz değerlerle dolu aşkla dolu
temiz bir sayfa açtım dünyama.
Mehmet Aluç