Günahkar bir yürekle kovuldum 
Ahşap çerçeveli cennetimden 
Kevser emzirirdi oysa yaşlı annem
Şafağın ağırmış saçları 
Küflü gazeller gibi bedenimi soğuturken
Mayhoş tutkularla 
Mezarından ilk kez kalkmış 
Bir ölü gibi yekinirdim yerimden 

Aralansa dudaklarım
Vişne çürüğü aşk kırıkları 
Sızardı kenarlarından  

Yutkunsam baştan aşağı zehir  
Geçirsem tırnaklarımı bir nehire 
Sadece kan akardı günlerce bir de kir.

İncelmeden günün örtüsü
Yalın geçerdim alacalı hengameden 
Teri damlardı suallerin 
Bir telgraf direğinde asılı kaldıkça 
Gönlün o mahrem türküsü
Bir ağ gibi yutardı 
Sevdiğim zamanların rahminde sürülen
Nefretle aşkın sürgüsü

Sevgilinin yanına yazılan her söz
Mayasız ekmek kokardı 
Bir avuç merhametle takasa 
Su taşırdım avuç avuç 
Ellerim yemyeşil gözlerimde sis

Şükret diyen çolak katiple
Kesişince çizgimiz 
Makdülün  boynunda ki künyeden
Beni sessiz harfleri unutulmuş 
 Adımdan mı bildiniz 

Hangi şarkısını söylesek hayatın 
O bedbaht usulsüz vuruşlarla 
Aşk işte aşk 
Tuz serpmek gibiydi kara 

Düşmeden pekmez kazanına sinekler
Uyu yalnızlığın nazıyla
Can yeli koşmalı demirden bacaklarıyla şimdi 
Korkma dese birisi 
Böyledir 
O zifiri pişmanlıkların arefesi
Biliyorum bu sığ sulardan sonra ki 
Karanlık, kararlı denizi

Ümit Seyhan
( Ahşap Çerçeveli Cennet başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 5.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.