Gül” ve “Gözyaşı” birbirinden ayrılmaz ikizler gibi iki özel kelime. Edebiyatımızda bu iki kelime üzerine ne şiirler ne divanlar yazılmıştır. Tabi daha da yazılacaktır. Gül denilince ilk akla bülbül gelir insanın aklına. Bülbülün ötüşü gül aşkınadır belkide.

    Gül ve Bülbül üzerine yazılanlardan birer beyit alarak konumuza giriş yapalım isterseniz.

Gül geldi gülerek, gülleri güldürdü o gül

Gül güler miydi güle, gelmese gülzâre o gül… (Şevki)

 

Senden bilirim yok bana bir faide ey gül

Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül

Etsem de abestir sitem-i hare tahammül

Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül… (Nevres-i Cedid)

 

Aşk mıdır ki bivefa güller elinden geceler

İnletip bülbülleri ta subh-u güya eyleyen… (Kanuni Sultan Süleyman)

 

Ayıplarım gönül seni,  hal bilmeze hal sorarsın,

Yanında bülbül dururken kargalardan gül sorarsın.(Hz Mevlana)

 

Bir gülün çevresi dikendir hardır

Bülbül har elinde ah ile zardır…  (Aşık Daimi)

 

    Bunları daha da çoğaltmak mümkün ancak buna ne yer ne de zaman yeter. Biz konumuza dönelim.

    Elimde “Güle Düşen Gözyaşı” adlı Şair Mustafa Doğan’ın şiir kitabı var. Kitap 116 sahife. İçinde 74 şiir var.

    Kitaba başlık sanki özel olarak seçilmiş hissi veriyor, öyle olduğunu daha ilk şiiri okumaya başlamadan yazdığı bir beyitten anlıyorsunuz. İşte o beyit:

“At ruhuma ziyanı, yüküne müptelayım

Ben ki kanadı kırık kapındaki gedayım”

 

    Bu girişten sonra Mustafa Doğan’ın şiirlerinden bahsetmeye gerek var mı bilmiyorum. Teması acı üstüne aşk üstüne olduğu aşikâr, siz zaten okurken de göreceksiniz.

 

    Doğan şiirlerini genel olarak serbest yazmakta, bu şekilde kendini ve anlatmak istediklerini çok daha iyi ifade ettiğini belirtmektedir. Hece ile yazdığı yok mu, elbette var. Hem de öyle hece ölçülü şiirleri var ki, nice hece şairlerine taş çıkartacak cinsten. Ben de bir hece ile yazan biri olarak iyi ki de hece yazmıyor diyesim geliyor. Tabi bu gıpta ettiğimdendir. Ancak serbest şiirleri “su gibi akıp gitti” denen türden.

 

    Sözü uzatmaya gerek yok artık. Sizler ne demek isteneni anladınız biliyorum.

Ben de kitaba adını veren şiiri takdim edip aradan çekiliyorum.

 

GÜLE DÜŞEN GÖZYAŞI

 

Gençliğim

Ucuz pazarların, kör alıcısı

Bu sessiz vedalar gibi çaresiz

Güle düşen gözyaşı kadar

Masum...

Eskiyorum galiba

Ya sonra?...

 

Her beyazın bir alacağı var bende

Şakaklarım alacakaranlık

Gün başına hazan düşer payıma

Ölümün kardeşi ihtiyarlık…

 

Yaşamak;

Alın teri kadar temiz ve saf…

Isınmış sularda oynaşırken hayalim

Ayaklarımın dibine düşer gölgem,

Ve ecel çırılçıplak koynuma girer…

 

Haydi kalk!

Bu sefer vedasız gideceğim

Cebimde bilyeler sırtımda kürek;

Abı-hayat olacak ölüm

Ve...

Son nefes

Titreyerek düşecek dudaklarımdan...

Bir daha

Ölmemek için öleceğim…

( Mustafa Doğandan Güle Düşen Gözyaşı başlıklı yazı Halil MANUŞ tarafından 10.12.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.