M. NÝHAT MALKOÇ

            Ýnsanlýk olarak büyük bir imtihandan geçiyoruz. "Herkes diken üstünde yaþýyor " dersek yeridir. Bu çaðýn son büyük illeti koronavirüs, insanlarý birer birer koparýyor dünyadan. Gün geçmiyor ki tanýdýk bir sima ayrýlmasýn aramýzdan. Þimdi de araþtýrmacý-yazar Muhiddin Nalbantoðlu'nun Covid-19'dan hayatýný kaybettiðine dair haber aldýk. Yeniçað gazetesi yazarý Muhiddin Nalbantoðlu, 14 Aralýk’ta koronavirüs þüphesi ile hastaneye kaldýrýlmýþ, durumunun aðýrlaþmasýnýn ardýndan da entübe edilmiþti.

            Yeni yýla bir gün kala, 30 Aralýk 2020 tarihinde 85 yaþýnda aramýzdan ayrýlan araþtýrmacý-yazar ve gazeteci Muhiddin Nalbantoðlu, Gümüþhaneli on çocuklu kalabalýk bir ailenin son ferdi olarak 1935'te Trabzon'un Akçaabat ilçesine baðlý Akçaköy'de  doðmuþ, Ýkinci Dünya Savaþý yýllarýnda önce Eskiþehir’e, altý yaþlarýndayken de ailesiyle birlikte Ýstanbul'a göç etmiþtir.  Eskiþehir'de baþladýðý ilkokul tahsilini Ýstanbul'da Davut Paþa Ýlkokulunda devam ettirmiþtir. Ardýndan Gelenbevî Ortaokulunu ve Pertevniyal Lisesini bitirmiþti.  Fakat ortaokul ve liseyi dýþarýdan okumuþtu. Sonra da Ýstanbul Üniversitesi, Basýn- Yayýn Yüksek Okulu’na kaydolmuþ, burada üç yýl okuduktan sonra Demokrat Parti Ýstanbul Ýl Teþkilatý’nýn gençlik kollarýnda görev almýþtýr. Yine o yýllarda Tercüman ve Akþam gazetelerinin kültür ve sanat sayfalarýnýn düzenlenmesinde  etkin rol oynamýþtýr.  Ardýndan da 1960 askerî ihtilalinde siyasî olaylardan dolayý tutuklanmýþtýr. Toptaþý Cezaevi’nde, merhum Ýhsan Sabri Çaðlayangil ile ayný koðuþta uzun süre birlikte kalmýþtýr.

            Muhiddin Nalbantoðlu, hayatýný idame ettirebilmek için bir süre mücellit ve kitapçý olarak çalýþtý. Ardýndan Vakýflar Genel Müdürlüðü'ne geçti.  Daha sonra kitap iþine tekrar geri döndü. Ak Yayýnlarý'ný (1961-1964) yönetti. Uður Kitapevi'ni ve Muhit Yayýnlarý'ný kurdu. Arkýn Kitapevi'nde, Remzi Yayýnevi'nde ve Türk Dünyasý Araþtýrmalarý Vakfý'nda çalýþtý. 

            Siyasî duruþunu hiçbir zaman deðiþtirmeyen ve gizlemeyen Muhittin Nalbantoðlu, 14 Ekim 1973’te yapýlan Milletvekili Genel Seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi'nden Ýstanbul adayý olduysa da seçilemedi. Fakat hayatý boyunca ýsrarla hep ayný çizgide yaþadý.

            Muhiddin Nalbantoðlu, edebiyat incelemeleri ve bibliyografya çalýþmalarý ile tanýnmýþtý. Öykü, þiir, eleþtiri, bibliyografya, biyografi ve tarih üzerine yazýlarý Ýstanbul, Yelpaze, Düþünen Adam, Sanat Dünyasý, Kalem, Hareket, Millî Hareket, Tercüman, Gençliðin Sesi, Anadolu, Ülkücü Öðretmen, Bilgi, Düþün, Millî Ziraat ve Ekonomi dergi ve gazeteleri baþta olmak üzere pek çok yayýn organýnda yer aldý. Sakarya’da yayýmlanan günlük Yenidoðu gazetesinin iki yýl baþyazarlýðýný yaptý ve kültür sanat sayfasýný hazýrladý. Uzun yýllar boyunca Türkiye, Tercüman ve Yeniçað gazetelerinde, baþta tarih olmak üzere, çeþitli konularda yazýlar yazdý. Kitaplara aþk derecesinde baðlý olan Nalbantoðlu, çok zengin bir kiþisel kütüphaneye ve arþive sahipti.  Öyle ki kitaplarýnýn sayýsý 150 binin üzerindeydi.

            Merhum Muhiddin Nalbantoðlu, ömrünü Babýali'de geçirmiþ usta bir kalem erbabýydý. Onun Babýali'ye giriþi ta çocukluðuna dayanýr. O, ilkokul dördüncü sýnýfýn yaz tatilinde Türkiye Yayýnevi’nde çalýþmýþ, ilkokulu bitirdikten sonra da ayný yayýnevinde çalýþmaya devam etmiþti. 1945-46’dan 1964’e kadar Türkiye Yayýnevi, Ýnkýlap Kitabevi ve Remzi Kitabevi'nde çalýþmýþtý. 1964 yýlýnda ise Babýali’de Uður Kitabevi’ni kurmuþtu.

            Merhum Muhiddin Nalbantoðlu; ömrü boyunca yazmýþ, bildiklerini geniþ kitlelerle paylaþmýþtý. Onun aklýmýzda kalan eserleri arasýnda þunlarý sayabiliriz: "Ýstiklâl Marþýmýzýn Tarihi (1964), Kurtuluþ Savaþýnýn Kahraman Çocuklarý (öykü antolojisi, 1972), Mehmet Âkif ve Ýstiklâl Marþý (1981), Ýnmeyen Bayrak (1981), Vatan Þiirleri (1984), Alparslan Türkeþ ile Tarihi Konuþmalar (1986), Yüz Seçme Piyes (1988), Yahudilerin Nazi Avý (2004)."

            Milliyetçi ve maneviyatçý bir yazar olan Muhiddin Nalbantoðlu, unuttuðumuz deðerleri bize ýsrarla hatýrlatandý. Çünkü o eskimez eski deðerlerimiz bizi asýrlarca bir arada tutmaktaydý. Nalbantoðlu dünü bugünde yaþa(t)maya çalýþan velut bir kalemdi ayný zamanda. Birçok alanda kalem oynatan Nalbantoðlu, onca eser içinde bir de roman yazmýþtý. Edebî kaygýlarla yazýlmayan bu romanýnda bizi Türk'ün þeref levhalarýyla dolu tarihe götürmüþtü. "Akdeniz Fatihleri" onun 2004 yýlýnda yayýmladýðý 544 sayfalýk devasa bir romandý. Tarihî içerikli bu kýymetli romaný Hamle Yayýnlarý, 2004 yýlýnda okurla buluþturmuþtu. Söz konusu kitabýn kapaðýnda þunlar yazmaktadýr: "Türk deniz tabiyesi, Preveze'de, Cerber'de olduðu gibi hep hilâl þeklindedir. Buna akrep pençesi de denir. Avý, hilâlin üzerine doðru çektikten sonra hilâlin uçlarýný kavuþturup kaçacak bir delik býrakmayarak, bir kedinin fare ile oynamasý gibi hasýmlarý ile gönül eðlendirmek levendlerimizin geleneðidir. Ýspanyollar akýllarýný baþlarýna toplamaya fýrsat bulamadan koca filo darmadaðýn oldu. Kemal Reis, Valensiya Limaný'ndan çýkarken, yedeðinde yedi tane Ýspanyol kadýrgasý vardý."

            Bize tarih þuuru kazandýran Muhiddin Nalbantoðlu'na Allah'tan rahmet diliyorum.