Yorgun sözcüklerin ahtı vardı: bir içimlik şiirin de gülüşü.

 

Efsane idi aşklar zamanın birinde ve kör düğüm hayaller suskun mealin diline düşen hüsran gibi kanadığıma delalet firar eden rüzgâr içimden dökülen her zerrede saklı illa ki mazinin solgun yüzünden akan sözcük katliamına yol açacak ufkun göz kırptığı nasıl da ayan beyan ve sökün etti şiir ölümü çağıran sesinde mevsimin imha etmekse acıyı.

 



 

Latif bir esinti

Boş koridorların loş ışığında

Salınan salıncak gibi

Matemin teninde saklı içimin bilinmezi.

Belki de içtiğim şiirdir

Kıtaların resmigeçidinde

Bir kış bestesi adeta

Karın ve kanın ipek teninde…

 

Lafügüzaf

Darp edilen duygulardan taşan

Sefil varlığına binaen gecenin

Bir rest çektim ki hayata

Ölümle cilveleşen gölgem gibi

Mezarında aşkın ağırladığım beyitler

Bir fotoğraf karesine sığmayan rüzgâr

Belki de içimdeki taşkına mazhar

Ölü bir notanın firarı.

 

Düş meclisi toplandı, azizim

Verilecek son kararın ihtilafı

Haybeden yaşamak mı yoksa

Ruhun dehlizinden sökün eden

Her hecede saklı illa ki

Maruzatı ömrün

Kelaynak kuşlarına özendiğim bir günün

Öyküsü sadece.

 

Öykündüğüm neydi ki?

Dikiş tutmayan hangi şiirin sökükleri

İdam mangasında sıkışan imgeler

Öylesine bir istila ki

Korku ve ölüm

Haybeden kalemden sızan

Ölü beyitler.

 

Rengim siyah, bu günüm

Dünümle öykündüğüm mü yoksa o kör düğüm

Ne anlam oldum ne buldum

Sözcükleri sevgiyle biçtim

Rüzgârdı derdest ettiği yüreğimin de

Afaki atışları

Bir resimden daha karanlık ve zamansız idi

İçimdeki kayıp mevsim

Kaybolduğuma çoktan hükmeden elbet Rabbim.

 

Kanamalı bir gün mü dün mü?

Yarın olsa çözülür mü sahi şifre?

İndinde gölgemin

Emredildiği üzere beklemedeyim.

Haşin ruhum

Hazan yüklü ufkum

Melun batak

İçine düştüğüm çukurda sürüklendiğim nice atak.

 

Çiğnedim hem kendimi:

Sevgiden yoksun bir ahali ki

Zuhur eden gecenin de ta kendisi

Hem muğlak gülüşler

Hem içten içe sökün eden zulüm

Anlatmaktan imtina ettiğim bir ölüm

Kıyılan içim

Kandığım her gün dönümü

Çıkmaksa yarına

S/özlendiğim hüzün müdür yoksa

Terk etmeyen şu sefil benliği.

 

Kordan heceler:

Kimse bilemez.

Kandan ibaret sökün eden acılar.

Nasıl da pervasız her biri.

Kandığım ne ki, azizim?

Sudan sebeplerle mahvetmedim hem mazimi.

Metanet yüklü şafak

Alaşağı edilen yüreğime sokulan binlerce nifak

Bir varmış bir yokmuş mutluluk hem:

Zemherilerde ölen içimdeki kardelen.


( İçimdeki Kardelen... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 17.01.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.