…..hayata henüz yeni yeni mi ? alışıyorum ,yoksa
büyümemiş bir insan gibi mi davranıyorum ,bazen utanarak başını öne eğen kimseler gibiyim umulmadık aksilikler ve rastlantılar arasında gidip geliyorum , bazen gün boyu düşünmeden edemediğim belli belirsiz duyguların esiri altında kalıyorum ,zaten huzursuz olan dünyamızın üstüne bir de bu ve benzeri acıtan buruk hisler,içimi harap ediyor , sokakların düzensiz , insanların güvensiz olabileceği endişeleri ile geçiyor günlerim ,her zaman böyle olmuyor babacık ,aslında çok yerden daha mutlu daha sağlıklı ve güvendeyim diyebilirim ,ama elimde değil böyle düşünmek ,her neyse seni de telaşlandırmayayım sakın merak etme ,kızın senin istediğin gibi sağlam basıyor ayaklarını yere ,yeni durumlar yeni metodları gerektirir ,yeni çevre yeni anlayışlar demektir ,uyum sağlamak huzurlu olmaktır ,uyumlu olmayı reddersek sancılar çekeriz,uyumdan kastım her zaman müspet ve her zaman iyi niyet taşımak ve düşünmek ,anlamaya çalışmak ve gerçekçi çözümler üretmektir diyorum , yani özetle iyi düşünen iyi görür benim felsefem oldu, bu hafta sonu halk arasında Zinciriye Medresesi diye de anılan Sultan İsa Medresesi’ni ziyarete gideceğiz ,Mardin’de olmak gerçekten harika bir fırsat o kadar çok güzel mekanlar var ki burada …ah evet burada sıcaklar yüzünü göstermeye başladı ,havanın çılgın sıcaklarını ıslıklarını duyuyorum sanki ,dışarıda olduğum zamanlar kah sıcaklığın inmesi ,kah yorgunluğumdan yolun birkaç yerinde yere düşüyor gibi yürüyorum ,yok hayır gerçekten düşmüyorum tabi oturma ihtiyacından kalıyorum bir yerde ,hem yeni yerler keşfetmek ,hem yorgunluk çayı içmek için yürümeyi kesiyorum ara ara musti ,hemen telaşlanma ! ,sağlığım da yerinde elhamdülillah , senin şiirlerinden bir cümle geldi yine aklıma “…bu gecenin son demindeyim..ruhum sıkılıyor desem de /o da son çırpınışlarını yaşıyor…/”..ya musti bana da alıştırdın şu mutsuz sözlere ya pes yani ,ama hiç tarzım değil bunu bilesin bende bu alışkanlık fazla sürmez ,fakat bir yandan da aynı mı düşünüyoruz diye düşünmeden edemiyorum, oysa ben kendimi uyuyor gibi durgun halime rağmen , bir başak gibi dolu bir ruha sahip olduğumu biliyorum ,benim baş köşem hüzün ve mutsuzluk değil ,aksine doğduğum saat kadar çığlıklarım diridir hala ,buradaki yıllarımı uçsuz bir çöle açıldığımı düşünüp, inadına boydan boya bu gurbet çölünü geçeceğim inancındayım ,büyük sabırlarla sonlandıracağım bu hasret bu gurbet kabusunu diyorum ,babacığım şubatın 9 ydu değil mi buraya gelmiştim , başlangıçta içimin karanlıklarını çoğaltan bu şehirden kurtulmak duyguları yoğunluktaydı, hatta öyle akşamlarım oldu ki hayaller kuruyordum ,küçük bir sahil kasabasına ,sessiz ve dinlendirici küçük bir beldede, kasabanın ortasında bir camisi bulunsun ,ezan sesleri her tarafta duyulsun ben sabahları ezan ile kalkayım geceleri ezanın huzuru ile dalayım, ..aslında ben pembe düşler kuran biri değilim babacığım bunu bilirsin ,buraya geldikten sonra başlayan özelliklerimden biri de bu oldu , akşam olunca saatlerin bana hep uzun geldiği karanlık mı karanlık gecelerin sabahlarını beklemekten diyelim ( burası abartı oldu musti,yani uyku ile geçiriyorum ) , gerek insan hayatları için gerekse yerden göğe zerreden zerrata her şeyin bir hikayesi-çizgisi var babacığım , hiçbir şey sebepsiz hikmetsiz değil ,bir ölçü-kader içinde seyrinde gelişmektedir , benim buradan bu pencereden her şeyi görmem mümkün değil ,şikayetlerim olsa da belki hakkımda nice hayırlar saklı zengin güzellikler vardır benim için kim bilir ,herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış , kendi yolumu çizdiğimde anladım bunu ,diyebilirim ki şu an pek çok konuyu aştım ve buraya tam anlamıyla adapte oldum ,biliyor musun komşu ziyaretleri gelip gitmeler başladıktan sonra ben de hayatın içinde olmak denilen güzelliklerin ve sıkıntıların içine karışmış oldum , sahi bu arada istanbul’dan gelecek misafirlerimi sevgi ve heyecanla bekliyorum,bu bana yüksek moral oluyor,kaldı 16 gün musti,misafirlerimin bir güneş gibi hayatıma doğacağı günü dört gözle çekiyorum inşallah sağ salim kavuşuruz diyorum, ,…. eveett birazda sosyal magazin haberler musti…sayın cumhurbaşkanımız iki gün önce buradaydı,halkın coşkusu ve sevgisi yüksekti,dini rüyalar üzerine inşa etmeye çalışan kişi ile ilgili olarak halkı uyarması ve duyarlı olmaya çağırması kayda değerdi, son yıllarda çevrilen komedi filmleri arasında Ata Demirer’in filmini istanbul’a gelir gelmez izleyeceğim ,Halit Ergenç Azerbaycan havaalanında olay çıkarmış işlemler uzayınca ,Bade İşcil(ezel dizisinin sarışını) oğlu ile ilk kez kameralar önündeymiş ,Emrah eşine 120 bin liralık araba almış ,Galatasaray bu hafta iki sıfır yenmiş(musti senin takım yenince mutlu başlamışsındır haftaya di mi ?),katar ,Fransa’dan 6,3 milyar euro'luk savaş uçağı almış , bir ödül töreninde engelli bir yazarın mektubundaki şu satırları dinleyenler ağladı “…bizler sadece fiziksel değil, aynı zamanda sosyal engelli insanlarız. Evlerde hapis hayatı yaşıyoruz. Beni düşünmeniz, ödüle layık görmeniz beni yüreklendiriyor. Yaşama yazarak tutunuyorum.." ..,son olarak bir haber musti, Sivas’ta üniveristeli 50 öğrenci yaptıkları gezi dönüşünde otobüsleri devrilerek yaralanmışlar ,Allah acil şifalar versin …mektubum şimdilik bu kadar olsun babacığım , durumlar hayat böyle , Allah yar ve yardımcımız olsun..

05 Mayıs 2015
mustafa kaya
( Mektup-25 başlıklı yazı cirik tarafından 20.01.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.