YÖRÜK KIZLARI

Şeyma ve Kübra’ya

Sürünün ardında bir Yörük kızı

Gezerken dağların maralı sanki

Yeryüzünün değil, göğün yıldızı

Sevdaya tutulmuş, yaralı sanki.

 

Saçları uzamış, döger topuğu

Saçaklar salınır, andırır tuğu

Benziyor duruşu, belki de kuğu

‘’Edeb’’i âleme hükmeder sanki.

 

Gözlerine baksan okunur âlem

Yürekte sıkıntı, dağılır elem

Desem ki; maralım, sultanım, ecem

Bilirim kalbine hükmeder sanki.

 

Bazen helkelere alır sütleri

Yürürken bir nazlı, incitmez yeri

Şükür secdesinde görsen seheri

Güneşin şavkına hükmeder sanki.

 

Kucağında kuzu, oğlak kıskanmış

Sevdası sadece kuzunun sanmış

Duyunca sözleri oda utanmış

Âleme sevdayla hükmeder sanki

 

Rabbine söz vermiş, vatan ve bayrak

Sevdanın hasıdır, gelinlik, duvak

Varmalıyım diyor huzura apak

Sükûtu gönlüne hükmeder sanki.

 

Görse yavuklusun kızarır yüzü

Ateş gibi parlar bakamaz gözü

Rabbimin ihsanı bozulmaz özü

Özüyle sözüne hükmeder sanki.

 

AYDINLIM güzele güzelsin desem

Güzellik yüzde mi, nazda mı bilsem

Hayâda, edepte ederim kasem

‘’Hayâ’’yla her şeye hükmeder sanki.

Musa SERİN

 

( Yörük Kızları başlıklı yazı Oğuz AYDINLI tarafından 23.01.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.