Çekene soracaksın derdi
Derdi demesine de yine de içerdi
Hani av merakı da olmasa
Bu dağların kahrı çekilmezdi.
Bir tütün sardı kirli elleri ile
Uzaklara bakarak tellendirdi
Dumanı çekti
Oralı olmadan.
Şehirden gelen süzüyordu
Her halini köydekinin
Fazla mı büyütmüştü yoksa gözünde
Ya da büyük müydü fazlası ile gözleri
Uzakları seçebilen bir bakışı
Bir de bakış açısına düşen gerçekler.
Dumanı çekti,
Oralı olmadan.
Deli diyen de vardı köyde
Veli diyen de diyenin hava
Şehirden gelen fırsat buldukça
Çalan telefonundan soru soruyordu
Güneş yanığı tenli köylüye.
Köylü anlattı eskilerden,
Biraz da katarak üzerine
Dumanı çekti
Oralı olmadan.
Dedesinin bir anısı ile başladı söze
Gösterdiği dağın eteklerinde
Bulunan meşenin dalında
Bize kapalı Allah'a ayan
Nice yalanlarla
Ve rahmetli babası ile bitirdi
Başlayan öyküsünü.
Sonra dinledik türküsünü
"Muhanete muhtaç eyleme beni"
Dedi ve dumanı çekti
Oralı olmadan.
Bu kadar uzak değildi orası
Hani gidilmese de gelinmese de
Sonuçta o uzaktaki köy bizimdi.
Neden kimse oralı olmuyordu
Yoksa oralı olmak suç muydu?
O halde herkes suçluydu.
Bitmişti tütünü
Oralı olmadan tepki verdi.
İlgisiz, tepkisiz, oralı olmayan
Bir neslin elinde oyuncak olmuştu oralar,
Sanal ekip, sanal biçenler
Oralı olamazlardı
“Kulaaaa asma*
Pek tadı yok ne buraların
Ne de avcılığın eskisi gibi” dedi
Ve uzaklaşıp gitti
Oralı olan.
Levent SARI
*Kulak asma