…bu hafta sonu birbirinden çok güzel geçti babacığım,tertiplenen tur gezilerine ben de katıldım,beni bu kadar etkileyeceğini bilemezdim,gördüklerim karşısında mutlu oldum sevindim ve eğlendim,sağ olsun arkadaşlarımın candan samimi dost güzellikleri sayesinde ,yolun kısa sürmesine kolay geçmesine katkıları oldu, evet cumartesi günüydü gezimizin rotası Mardin’den Diyarbakır’a ,biliyorsun Diyarbakır, tarihi boyunca önemli medeniyetlerin yerleşim merkezi olmuş ,yapılan araştırmalar da gösteriyor ki  Diyarbakır'ın geçmişi M.Ö. 7500'lü yıllara dek uzanıyor ,bu kadar köklü bir geçmişe sahip olunca da bu kente olacak bir gezinin anlamlı olacağını düşünüyorsunuz ,tabi gezilecek pek çok yer bulunuyor  musti, proğram neyi gerektiriyorsa geziyoruz şehri, mesela Diyarbakır'a gidildiğinde mutlaka gidilmesi gereken bir şehir olduğunu gördüm , ilk uğradığımız mekan Sülük Han’dı, burada tarihi yapının kokusunu içinize çektiğinize mutlu oluyorsunuz ,burası şehrin en uğrak popüler yeri olduğunu öğreniyoruz , buraya balıkçılarbaşı'nda eski yoğurt pazarı'na girdikten sonra sağdaki ilk sokaktan giriyor demirci atölyelerini geçtikten sonra solda kalan hanın adı Sülük HAN oluyor , buranın türk kahvesi çok meşhur hem içimi hem kalitesi,
denilir ki avlusunda bir kuyu varmış ve kuyudan çıkan sülükler tedavi amaçlı kullanılırmış bu yüzden buraya bu isim verilmiş ,anlayacağın babacığım dedikleri kadar varmış buraları mutlaka gezin diyenler , çünkü dış dünyanın modern algısının ötesinde insanı zaman yolculuğuna çıkarıyor ve başka bir gezegene inmiş gibi kendinizi hissediyorsunuz burada, öğretmen arkadaşlarımla birkaç fotoğraf çekiliyoruz ve tabi sana hemen gönderiyorum , evet musti Dicle nehri üzerindeyiz, ve haritada görüp te merak ettiğim o Dicle isminin mistik kültürel dokusunun kendisiyle şimdi karşı karşıyayım ,ve meşhur On Gözlü Köprü’nün önündeyiz, Dicle Köprüsü, Silvan Köprüsü ve Mervani Köprüsü olarak da dört ayrı isimle biliniyormuş bu ihtişamlı köprü , hemen bir hatıra fotoğraf çektiriyorum babacık ve de sana gönderiyorum, Köprünün tarihçesi hakkında bazı kaynaklarda 6.yüzyılda I.Anastasias Döneminde yapıldığı bilgisine ulaşılmakta ,Köprü zaman içerisinde şehri kuşatan kuvvetler tarafından yıktırılmış, daha sonradan yeniden onarılmış ,Şehrin son defa Bizans İmparatoru Juannes Tzimisces tarafından 974 yılında kuşatılması sırasında yıktırıldığı bilinmekte, daha sonra Emevi Halifesi Hişam Döneminde Köprü onarım görmüş,Köprünün Boyu 18m. köprünün döşeme genişliği 7.00-8.00 metredir,nehir yatağının geniş olması sebebiyle köprü boyu uzun tutulmuş ve böylece düz bir döşeme oluşturulmuş ,kısacası musti harika bir mimari ve mekan olarak gördüklerim beni çok mutlu etti dinlendirdi huzur verdi , akşam oldu hayli yer gezdik belki yorulduk ama dönüşe geçtiğimizde otobüste oturduğum koltukta yorgunluğumu hissettim , her şeye rağmen buradan da mutlu ayrıldığımı söylemeliyim , mektubu kısa tuttum bu yüzden , özlemle ellerinizden öperim , Allah’a emanet olun .

 

 

11 MAYIS 2015

Mustafa kaya/mardin

 

 

( Mektup-28 başlıklı yazı cirik tarafından 28.01.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.