II. Dünya Savaşının Almanya aleyhine döndüğü ve Almanya'nın kesin kaybedeceği anlaşıldığı günlerde Joseph Mengele Autzwich kampından kaçtı ve bir süre Almanya'da değişik kimliklerle saklandı ama etrafındaki çember giderek daralıyordu. Bu durumda yapacağı en akıllı iş ülkeyi terk etmekti. Gidebileceği en uygun ülke de Arjantin'di. Çünkü babasının iş ilişkileri sebebiyle orada saklanması mümkündü. Hem Peron da Nazileri oldukça seviyordu. 

O da öyle yaptı.

1949'da Cenova üzerinden  Arjantin'e kaçtı. Neredeyse on yıl boyunca Buenos Aires ve Paraguay'da çeşitli işlerde çalışarak ve yasadışı olarak tıp uygulayarak yaşadı. Ancak, kaçağın fotoğraflarıyla birlikte savaş zamanındaki faaliyetlerinin gazetelerde devam eden haberleri, Mengele'yi 1960 yılında kendisi için yeni bir yerleşim yeri aramaya sevk etti.

Eski bir Nazi Alman pilotu olan Wolfrang Gerhard,  Mengele'yi Brezilya'ya kaçırdı. Wolfgang Gerhard onu Macar gurbetçiler Geza ve Gitta Stammer ile tanıştırdı ve daha kalıcı bir konaklama bulunana kadar São Paulo yakınlarındaki  bu çiftin çiftliğinde kalmaya devam ettiler.

Çift, Mengele'nin bir yatırımın yardımıyla Nova Europa'da bir çiftlik satın aldı ve Mengele'ye müdürlük görevi verildi. Ancak Gerhard çifti, birlikte yaşadıkları bu adamın adını Peter Hochbichler olarak biliyordu.

1962 yılında Serra Negra'da bir sığır  ve kahve çiftliği aldıklarında onu hâlâ Peter Hochbichler olarak biliyorlardı. Asıl gerçeği ancak 1963 de öğrendiler ama iş işten geçmişti. Wolfrang Gerhard, Stammer çiftine '' Eğer onu açığa çıkarırsanız siz de bir kaçağa senelerce yardım ve yataklık yapmaktan hapsi boylarsınız.'' Diyerek korkuttu ve onları bu sırrı ifşa etmemeye ikna etti. 

Bu arada, Eichmann'ın yakalanmasında etkili olan Mossad ajanı  Zavi Aharoni, Mengele'yi bulmak ve onu İsrail'de yargılamakla görevli bir ajan ekibinin başına getirildi.

Paraguay'daki soruşturmalar onun nerede olduğuna dair hiçbir ipucu vermedi ve Mengele ile o sırada İtalya'da yaşayan eşi Martha arasındaki herhangi bir yazışmayı da ele geçiremediler.

Mossad ekibi şans eseri Wolfrang Gerhard'a ulaştı ve Mengele olduğuna inanılan Avrupalı bir adamı buldukları São Paulo yakınlarındaki kırsal bir bölgeye kadar takip ettiler. Artık Mengele'nin de Adolph Eichmann gibi yakalanıp İsrail'e götürülmesi an meselesiydi.

Zavi Aharoni bulgularını üslerine bildirdi, ancak bu yakalama gerçekleşemedi. Bütçe kısıtlamaları ve İsrail'in Mısır ile kötüleşen ilişkisine odaklanma ihtiyacı sebebiyle  Mossad şefinin 1962'deki operasyonu durdurması gerekmişti.

Mengele ve Stammers çifti, sonunda 1969'da Caieiras kırsalındaki bir çiftlikte bir ev satın aldılar.  Bu arada Wolfgang Gerhard, ağır hasta karısı ve oğlu için tıbbi tedavi görmek üzere 1971'de Almanya'ya dönmek zorunda kaldı. Brezilya kimlik kartını ise Mengele'ye emanet etti.

Bu arada Mengele'nin sağlığı da 1972'den beri giderek kötüleşiyordu ve 1976'da büyük bir felç geçirdi. Kısa bir süre sonra iyileşmeşti. Hastane kayıtları Wolfgang Gerhard adında bir adamın kıyıdaki arkadaşları Wolfrang ve Liselotte Bossert'i ziyaret ederken felç geçirdiğini gösteriyordu. 

Kimliğinde Wolfrang Gerhard yazılı olan o kişi  7 Şubat 1979'da Bertioga tatil beldesinde, okyanusta yüzerken şiddetli bir felç geçirdi ve boğularak öldü.

Bu Wolfgang Gerhard, Alman göçmenlerin yoğun olarak bulunduğu São Paulo'nun güney eteklerinde küçük bir kasaba olan Embu das Artes'teki bir mezarlığa gömüldü.

Bu arada, tüm dünyada Mengele'nin değişik yerlerde görüldüğü haberleri dolaşıyordu. 

Simon Wiesenthal adlı Nazi avcısı İsrailli ajan, Mengele'nin Almanya'dan ayrıldıktan sonra  1960'ta Yunan adası Kythnos'a, 1961'de Kahire'ye, 1971'de İspanya'ya ve 1978'de Paraguay'a yerleştirdiğini iddia etti. 

1982 de bile hâlâ yaşadığı konusunda ısrar ediliyordu. 1985 yılında başına ödül kondu.


Şubat 1985'te Kudüs'te Mengele'nin deneylerinin yüzden fazla kurbanının ifadesini içeren gıyabında yapılan bir duruşma ile davaya dünya çapında ilgi arttı.

Kısa bir süre sonra Batı Almanya, İsrail ve Amerika Birleşik Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık hükümetleri( İngiltere ) Mengele'nin nerede olduğunu belirlemek için koordineli bir çalışma başlattı. Yakalanması için ödüller İsrail ve Batı hükümetleri, Washington Times ve Simon Wiesenthal Merkezi tarafından teklif edildi.

31 Mayıs 1985'te, Batı Almanya savcısının aldığı  bir  ihbar üzerine hareket eden polis, Mengele'nin ömür boyu arkadaşı ve Günzburg'daki aile satış müdürü Hans Sedlmeier'in evine baskın düzenledi. Kodlanmış bir adres defteri ve Mengele'ye giden ve gelen mektupların kopyalarını buldular. Kağıtlar arasında Bossert'ten Sedlmeier'e Mengele'nin  ölümünü bildiren bir mektup vardı.

Alman yetkililer, Bosserts ile temasa geçen São Paulo polisine haber verdi. Sorgu altında Wolfgang Gerhard'ın mezarının yerini ortaya çıkardılar.

Kalıntılar 6 Haziran 1985'te çıkarıldı ve dünyanın en yakalanması zor Nazi kaçağının gizemini çözmeye çalışmak için dünyanın en ünlü adli antropologları tarafından çığır açan kafatası kaplama teknolojisi kullanılarak yapılan kapsamlı adli tıp incelemesi yapıldı. 


Seçkin adli tıp ekibi kafatasını eşleştirmeyi başardı ve Josef Mengele'nin gerçekten de 1971'den beri kimlik kartını kullandığı "Wolfgang Gerhard" adı altında gömüldüğünü doğruladı. Şaşırtıcı bir şekilde, dünya neredeyse altı yıldır onun peşindeydi ölümünden sonra.

Uzlaştığı tek oğlu Rolf Mengele, cesedin babasına ait olduğunu kabul ettikten kısa bir süre sonra bir açıklama yaptı. Babasını yıllarca barındıran insanları korumak için haberlerin sessiz kaldığını söyledi.

Nihayetinde 1992'de DNA testi Mengele'nin kimliğini kesin olarak doğruladı. Hala akrabalarının damgalanmasından muzdarip olan aile, kalıntıların Almanya'ya gönderilmesini reddetti ve São Paulo Adli Tıp Enstitüsü'nde saklanmaya devam ediyor.

Rolf Mengele  sonunda, babasının ölmeden kısa bir süre önce Brezilya'daki evini ziyaret ettikten sonra, yaşlı Nazi'nin herhangi bir pişmanlık duymadığını ve kimseye kişisel olarak zarar vermediğini, sadece görevini yaptığını iddia ettiğini açıkladı.

Mengele'nin ölümünden çok sonra, ülkenin derin güneyindeki Brezilya öjeni deneyleri( Sağlıksız ceninleri ayırıp, sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan, bilimselliği tartışmalı bir toplumsal akım veya toplumsal felsefe ) hakkındaki teoriler su yüzüne çıkmaya başladı.

Birkaç yıl boyunca, Brezilya'nın güneyindeki küçük Cândido Godói kasabasında öylesine şaşırtıcı derecede yüksek sayıda ikiz doğmuştu ki, mahalle sakinleri, öjeni takıntılı olan Nazi doktorun  ikizler üzerinde deneyler yapıp yapmadığını keşfetmek için kendi soruşturmalarını başlattı. 

Yerel gaúchos( Güney Amerika yerlileri ), Mengele'nin 1960'larda Brezilya'nın güneyini dolaştığını ve ikiz doğumların gerçekten yükseldiği düşünülen bir sırada veteriner kılığına girdiğini söylüyor. Dahası, ağır Alman aksanıyla göçebe bir doktorun, büyük ölçüde kırsal kesimdeki bir dizi hamile kadına bilinmeyen ilaçlar ve tonikler verdiğine dair söylentiler vardı.

Arjantinli bir gazeteci, 2008 tarihli bir kitapta, Mengele'nin Cândido Godói'deki kadınlar üzerinde deneyler yaptığını ve bunların çoğunun şüpheli sarı saçları ve açık renkli gözleri olan ikizlerin bebek patlamasıyla sonuçlandığını öne sürdü.

2011'de Brezilyalı genetikçiler, yerel popülasyonda haydut bir gen olduğuna dair maddi kanıtlar bulduktan sonra komplo teorilerini çürütmek için araştırmalar ortaya koyarak spekülasyonu sona erdirmeye çalıştı. Ancak kesin bir yanıt alamayınca yerel halk, gezgin Nazi doktorunun( Mengele) ve onun öjenik takıntısının kurbanı olduklarına hâlâ ikna oldu.


National Geografic dergisi, Brezilya'daki Candido Godol kentinde şu anda 80 ailenin yaşadığını ve bunlardan 38'inin ikiz olduğunu duyurdu.

Evet Mengele ne hapis ne idam, hiç bir ceza almadan bu dünyadan göçtü gitti. Ardında ise '' Acaba ari ırk ve ikiz doğum konusundaki deneylerinde sonunda arzu ettiği başarıyı yakaladı mı?'' Sorusunu bıraktı.

( Sadist Ve Sapık Bir Sırıtış--5.bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 8.02.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.