Un ufak olmuş bir sözcükten üreyen kalabalık oysaki yaldızlı yolu yalnızlığın, mevsim kimi zaman şer dolu en çok yıldızlı gecenin koynunda misafir bir imge olmayı diliyorum elbet hatırına aşkın elbet metruk hecelerin gizeminde gidip gelen sarkaç gibi en çok da haşmeti hüznün, kabarık bir coğrafya yüreğim mevsimden yok tek dileğim çünkü ölü mevsimin ta kendisiyim.

 



 

 

Şimdi yumuşak iniş yapıyorum geceye,

Kirleri ve öfkesi ve kini kabarmış şeytanın

Melek olmasam bile biliyorum kimselere benzemediğimi

Sözcüklerden inşa ettiğim bir yarım adayım adeta

Şiir bezeli tavanı ruhumda girift bir hazine

Diyemediklerimin meali iken

Kükreyen şiire kılıf geçirdiğim

Yansızlığıma yoldaş sicimler

Oysaki ipi çoktan kaçtı hayatın…

 

Nihayetinde darağacından yuvarlandım

Ayaklarımın sallandığı boşlukta

Bilemedim de nereye tutunacağımı

Sadece karanlıktı safi karanlık

Bense bir karartı mahiyetinde

Kundaklanan ruhumda saf tuttuğum doğaüstü bir gücün

Dirayetine sığındığım kadar

Sadece nabzını aldığım o bitimsiz iç sesim.

 

Nezaretinde yokluğun

Kıvanç dolu yüreğim:

Hani, çok sevdiğim

Hani, b/ölündükçe uykularım

Şerh düştüğüm bir sözcükte

Aymazlığı şunca acının

Anlatamadım işte anlatamadım

Anlamsız kılındığıma binaen

İnanmıştım dipsiz kuyudaki yalnızlığıma

Sadece bir ışık tutmanı istedim

Kör noktası aşkın meğer

Hüznün saltanatıymış.

 

Yüksündüğüm hiçliğim

Yandığımsa m/eziyetlerim

Yardıkça içimi

Deştiğim bir yıldızın kuyruğunda dolanan

Ay ışığına duyduğum hasretin

Sol yanında

Bilemedim de acılarımın uyruğunu

Uymadığım da gerçek hani

Uydurma olmadığımsa saf tuttuğum

Şu evrende

Katıksız hezimet yüklendiğim kadar

Ne vakur

Ne bir ömür

Ne de yazmaya doyamadığım binlerce satır.

 

Sancılı varlık ne hacet söylemeye?

Gel gör ki; ben duramam asla duramam

Ne sevmeden ne konuşmadan

Çapak yüklü gecede saklı

Soluk çehre

Münzevi ise aklımdan geçen

Ne çok eksik

Ah, sahipsizliğim

Ah, ne çok noksan

Asla koyamadığım bir nokta

Sözcüklerin dehlizinde gidip geldiğim rota.

 

Ne yalanım ne izafi

Var olduğum kadar sevmeye niyetli

Durağan görünen hayatımda

Bilemezsin asla bilemezsin

İçimde kapıları vuran deli fırtına

Fıtratımın şaşkınlığında

Dik yakalı ve dik başlı acıların

Savurduğu her lokma

Şiir diye de geçmeli boğazımdan lokma lokma.

 

 

 


( Asla Duramam Ne Sevmeden Ne Konuşmadan başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 24.02.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.