Hoşluk İçinde Baharım Gelir
Olsan da içimi kanatan bu kalbimin cam kırığı
Battıkça seni hatırlatır istemsiz gülüşün neşe verir
Mevsimlerden kış içinde gezdirsen de güneş doğar
Kara buza güneş mi dayanır elbet gönlüm fark edilir
Kırlar düşse de saçlarıma sayende sende izlerdir
Sen gel desende demesen de kapında sabahlar edilir
Uslanmaz bu gönlüm elimden bir şey gelmez söylerim
Yazdıkça hissettikçe yaralarıma dermanla merhem sürülür
Yakar beni o bakışların sanma elimden bir şey gelir
Mest olur bu gönlüm hoşluk içinde baharım gelir
Aşk içinde ölmek gerekirse ölmekte lazımdır
Madem aşk için çıktım yola bu yolda can verilir
Acizliğimle aşkın esiri oldum ey cananım bakışınla
Ölüme zaten çare bulunmaz gelirse alan bilinir
Çıkmaz sesim feryadım dahi duyulmaz ben hoşum
Yandıkça yanarım ben pişerim yanan elbet dirilir
Uzanmasa da sana uzanan bu elimle bu yanan gönlüm
Varılan sonsuzluk ilinde vuslat elbet meyvesi yenilir
Kılsa da aşk beni avare değilim ki aşk ilinde gezenim
Elbet aşkın sonunda bu aşkı yaratan Mevla’yla karşıya
gelinir
İşte böylesine mest oldum bakınca o gözlerine cananım
Bu aşk yolunda sen gelsen de gelmesen de bu can verilir
Sanki sanırsın aşk soyuyor ölü derimizi canlandırırken
bedeni
Gelen aşk ise kapı açmaya gerek yok kendisi açar kapıyı
sevilir
Çaresizlik aşkın içinde bir feryat olmaz bilirim gezince
Her müşkül halden elbette ki aşkla baş edilir
Mehmet Aluç