…babacığım merak ettiğin kadar var , evet saçma sapan üzüntü ve kırılmalarımla kendime fazla yüklendim içime attığım sıkıntılar bel fıtığına sebep oldu ardından grip , yeni yeni toparlıyorum , uzun bir aradan sonra nihayet ayağa kalktığım bu günlerde , kendimi iyi göstermeye çalışıyorum , ağrılarımı ve acılarla dolu yüzümü tutmaya çalışarak gülümsüyorum , günlerdir gün ışığını görmeyen bir mahkum hali ile açık havaya çıktığımda , bahar gelmiş gördüm , ne kadar güzel mutlu renklere rastladım bugün , ağaçlar , koyun kuzular , kuşlar böcekler yer gök her şey mutluluk yaşatıyordu insana , ruhumun hüzünlü , bedenimin yaralı mutsuz bakışlı kendimi ayakta tutmalıydım , neşeli hayat dolu çevik ve enerjik günlerimden üzerimde eser yok şimdilik , kimseye inandıramadım bunu , çünkü bende buldukları yaşama sevinçlerini , herkesi mutlu eden enerjime ve cesur savaşçılığıma yakıştıramadılar düşkün halimi , ah yoksa ben kendini arayan bir insanın , öğütülerek yol alan dramını mı yaşıyordum , dostluğu ve sevgiyi daha yakından ve gerçekçi olarak hissettiğim acılı , ağrılı günlerimde öyle gel gitler yaşadım ki , yabancılaşarak ve yalnızlaşarak , fıtığı atlattım fakat bu grip farklı vurdu bu kez beni , ikide bir alıp bıraktığım şiir kitabına uzandım bugün , senin bir şiirini okuyorum şu an ''Teselli''isimli şiir kitabından : ''..can veriyor gün / yatağına çekiliyor şehir / duvarlara sarılıyorum duygusuz ve sağır / hüzün ve acı ve yalnızlık yankılandı / bırakmadı beni gövdemin ağrısı /yalvarır gibi can çekişiyorum /gecem karanlık / ışıksızlık yakıyor / dayanıksızım günlerdir / harap ediyor hayatımı virüsler / …., ya işte böyle babacığım , biricik kızın nelerle boğuşuyor uzaklarda , kendi kendime teselli veriyorum hangi insan kendini yalnız hissetmez ki , hastalık , ekonomik ve sosyal durumlar , herkesin yaşayabileceği türden sıkıntılardan biri vardır muhakkak , benim bugün kendimi ancak tutabildiğim kadar bir gayretle mini bir gülümse gönderiyorum hayata , toprağın yemyeşil otlarla ve kır çiçekleriyle kaplı olduğu yerlerde kısa yürüyüşler yapmak için çıkmıştım , ah yaşamak , nefes almak ve hayata sarılmak çok güzeldi , yamaçlarında bembeyaz tüyleri ile kuzuların sevinçleri , yemyeşil bayırlarda çeşit çeşit ağaçlar çiçekler , papatya ve gelincikler , beni yeniden inşa ettiler , hepsi sevgiyle gülümsediler , ilaç gibi geldiler , tedavi oldum sanki yüzüme renk verdiler, küllerinden doğanlar gibi ben de bu güzel mutlu güneşli bahar renkleri içinde yeniden doğmuş olacağımı ümit ediyorum babacığım , dua et , bir cezaya çarptırılmış gibi hissediyorum kendimi biliyor musun ? , evet bir ceza , hiç beklemediğim bir anda kıyametim kopmuş gibi hissettiğim o baş edilmez günlere dayanacağımı bilemezdim , beni hangi dualar yaşattı , hangi moral değerleri sabrımı yıldızlaştırdı ve zayıf bedenimin kaldıramayacağı ağırlığın üstesinden nasıl geldim , ilaç iğne düşünce bombardımanlarına karşı nasıl ve hangi savunma gücüm vardı ki , Rabb’ime hamd ediyorum , bu kadarcık olsun ayaktayım ya !! , kırılmış bir aynanın tamiri nasıl ki mümkün değilse belki hiçbir şey önceki gibi olmayacak musti , ne yazık ki zamana yenilen ömrümüzün , güzel sağlıklı günlerin hatıraları , ya bir gök gürültüsü ile gelen depremlerle yollarda kaza ile , ya da bir saldırı kurşunları ile yok olup gidiyor , göklerde uçan kalbimi arıyorum , bu ağrı ve acılarla gözyaşları ile dolu dünyadan çekip giden kalbimi arıyorum, ne kadar anlatılsa da başa gelmeyince sabır ve dikkat güzelliğini uygulayamıyoruz , insanoğlu sağlık ve hastalıkta , her şart ve iklime hazır olmalı evet ama insanız ve zayıfız be musti , insanız ve unutkan , aceleci ve hasım ,..alışık olmadığım huylarımın çarpışmaları içindeyim , iç sıkıntılarım bundandır diyorum , havanın insana verdiği ağırlıktan mı olsa gerek çok sıkılıyorum , bugün daha iyi hem ısınmış gibi gök hem de bahar yeşilliği kokulu çiçeklerin renkliliği huzur aşılıyor , şu yeşil otların çimenlerin kokulu toprağın üzerine uzanmak , uyumak ve öylece kalmak istiyorum yeşilin ve çiçeklerin kokuları ile tedavi olarak , giderek daha mavi açık gökyüzü ve sıcak havanın desteği ile iyice ortaya çıkan sarı beyaz papatyaların sevinçlerini alıyorum , başıma gelen her ne ise kendime cezalar biçiyorum babacığım , ve diyorum ki mesela , bir dağdan düştüm , düştüm ve kırıklarımla yaşamayı bilmeliyim , hatta sevmeliyim acılarımı ağrılarımı , iyi ki benimle varsınız siz diye selamlıyorum ...evet musti bu mektupta magazin yok , sen akşama oynanacak galatasaray maçına konsantra ol...hadi Allaha emanet , annem dualarını eksik etmesin ...

13.06.2016 / mardin
mustafa kaya
( Mektup-35 başlıklı yazı cirik tarafından 2.03.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.