....demek başarılı bir operasyon oldu annem için katarak ameliyatı , arada bir güneş ışınlarından kamaşan gözleri için gözlük talebi ne oldu , inşaallah güneş aydınlığını kıran gözlerini koruyan özel camlı gözlüklere kavuşur annem , bana haber edin gelişmelerden , habersiz bırakmayın beni babacığım , ayrıca haberlerde duyduğunuz dinlediğiniz haberler yüzünden beni sık sık arayıp sık boğaz etmeyin , kötü haber çabuk duyulur size ulaşır ..))) , ben iyiyim her şey yolunda , alışıyorum hayatın sancılı , bulutlu , korkulu şakalarına , hepimiz de öyle değil biraz miyiz mustiiii !! , sanki İstanbul da olmak her zaman güvenli mi ? en olmadık yerlerde bir musibet , bir mikrop , bir tedhiş terör insanın karşısına çıkıyor , özellikle trafikte olanları basından takip ediyorum , adam camını sildirmek yıkatmak veya tozunun alınmasını istemiyor , fakat bunu yapanlar zorla yalan yanlış bir şeyler yapıyor sonra parasını istiyor , git kardeşim ne parası ben yapmanı istemedim ki diyor , arabasına zarar veriyorlar , camını kırıyorlar adamın , gel de köprüye çıkma şimdi ..))) , neyse musti , biraz şakaca birazı gerçek olay böyle işte ,insanın huzur ve mutluluk , sağlık ve güveni ,batı veya doğu , güney ya da kuzeyde olmakla ilgili değil , hayat devam ediyor Rabb’im iyi güzel temiz insanlarla karşılaştırsın , Allah’ın razı olduğu şekilde yaşantılarımızı düzenlemeyi nasip etsin , arada bir akşam yemeklerine gittiğinizi duyuyorum , hah şöyleee… ikinci baharınızı mı yaşayacaksınız , yoksa kaçıncı baharınızı yaşıyorsanız yaşayın , keşke spor niyetiyle de hafta sonları yürüyüşler de yapsanız , günler uzadı gün içinde de yapabilirsiniz aslında , yine sık sık tartıya çıkıyor mu annem , gözlerimin önüne geliyor da annemin hali , yemekten önce tartıya çıkıyor yemekten sonra tartıya çıkıyor , dışarıdan gelince tartıya çıkıyor, kah seviniyor bir kilo vermişse , kah üzülüyor niye az kilo verdim diye , dert etmesin söyle , kafayı takınca insan huzursuz olur akışına bıraksınnormal olanı yapsın , neyse , babacığım bazen çekip gönderdiğin ev içi dışı fotoğraflarda alışık olduğum minderler , masa sandalye , pencereler kapılar , kap gacak , özellikle mutfağa dair eşyaları görünce çok duygulanıyor hatta komik gelmesin ağlıyorum , nasıl bir özlem hasret ve arayış duygusu olmalı ki tutamıyorum kendimi işte , arada bir yine çek gönder babacığım , bahçenin kedilerini bile özledim , her ne kadar annemin bizden çok kedi ve yavrularını düşünür olması yüzünden bahçeyi evin içini kedi kokusundan geçilmiyor olduğu boyutları az çok tahmin ediyorum , onlar için özel makarna yemekleri , çorbalık için aldığı tavukların kemikleri , daha bilmem özel menüler ..vb , her şey kediler için , tabi mahalle köpekleri de nasipleniyorlardı , bak hiç aklımdan çıkmayan bir anıdır bu konuda , hani ramazan ayında bir iftar saatinde ezanlar okunuyordu tam iftar açacağız , dışarıdan miyaw…miyaw ..sesleri , annem yerinden kalktı üç yumurta kırdı bayat ekmekleri ufaladı gayet güzel bir menü , biz iftarımızı yaparken annem önce kedilerin karnını doyurdu biz iftarımızı yapmış sofradan kalkarken ancak geldi sofraya , hiçbir uyarımızı dikkate almadı gel birlikte önce iftar yapalım iftarı aç önce , fakat ne ilginç bizimle aynı sofrada olmaktan çok acıktığını düşündüğü kediler için oturduğu sofradan kalkmıştı , ah benim biricik annem , sen bu dünyanın insanı olamazsın ya..!! , gerçekten senin gibisi olamaz , bu yaşadığım anı aklıma geldikçe duygulanırım veya içim titrer tuhaf manevi bir duygu kaplar beni, biliyor ve inanıyorum ki aynı durum devam ediyordur değil mi , neyse musti daha ne yazayım sana bilmem ki , geçen ne oldu bari bunu da yazayım , sen bu Pazar sandık başkanısın biliyorum , zaten her yerde konular ister istemez bu Pazar günü gerçekleşecek refaranduma geliyor , kalktı biri özgürlükler niçin falan filan muhabbeti içinde oy tercihini söylerken dayanamadım ben de dedim ki ‘’..şu son 15 yıl kadar özgür olduğumuzu nasıl idrak edemez ve nasıl esaretteymişsiniz gibi nankör olabilirsiniz , asıl ben yaşadım özgürlüklerimin , evrensel insan haklarımın gaspedildiği yılları , o 28 Şubat günlerini ve bana o acılı ve insanlık suçu işlenmiş , özgürlüklerimi kayıplarımı asıl siz onu bana anlatabilir misiniz , bana kim geri verecek o kayıp yıllarımı , geleceğim ve ikbalim çalındı , imam hatip çıkışlı olduğum için kaç puan ( 35-45 ) geriden başlatıldım , oysa hukuk veya eczacılık ya da siyasal ,yahut doktor olmak tıp okumak istiyordum , belki büyükelçi olmak hayali taşıyordum , daha binlerce örnek var kurdukları hayalleri dinamitlenen , duygu düşünce kılık kıyafet özgürlüğü elinden alınan baskının ve zorbalığın ve hayatın dışına çıkarılmanın işkencesini görmüş insanlarımız , memurluğu hatta milletvekilliği elinden alınan işini gücünü kaybetmiş binlerce örnek , bu güzel insanların tek suçu inançları ile yaşama tercihi , kılık kıyafeti ile olmak hakkı ,yoksa bugünküler gibi 15 temmuz darbe cinayetleri , vatan hainliği , veya terör örgütü mensubu olmak özellikleri yoktu , bugün özgürlük için falan filan diyerek ortaya çıkanlar nasıl da ikiyüzlü davranıyorlar , her zaman aynı ikiyüzlülük ve yalan ile cilalanmış sloganik cümleler ,biz de bu ülkede neler olup bittiğinin farkındayız, biz de hangi dönem özgürlükler yoktu ne zaman özgürlükler yerleşti , siyasi askeri ve bürokratik karanlık dönem ne zaman vardı ne zaman asker-devlet-millet el ele oldu gayet iyi biliyoruz , başımdaki örtüden dolayı okul önlerinde asker ve polis barikatlarından , dışlanmışlığın verdiği psikolojik ve soğuk tutumlara kadar nelerle karşılaşmadım ki 2000 yılı öncesi yıllarda , ve kalkmış Pazar günü özgürlük için diye başlayan bir sürü yalan fırtınası ayyuka ediliyor , pes yani pes , halkın zekası ile alay edenler alay edilecek duruma düşerler …’’ , daha neler söyledim musti şimdi hatırlamıyorum , senin gibi, makinalı tüfek gibi saydırdım işte , çünkü bizzat yaşayan bendim , bana kimse özgürlük konusunu açmasın , cevabını alır o kadar , ayy uzadı da uzadı yazı , kısa keseyim bari belki yersiz gereksiz asap bozucu konuları hatırlayıp veya anlatıp hem kendimi hem seni üzdüm , haydi Allah'a emanet olun herkese benden çoookkk selaaammm ...!!!


13.04.2017
Mustafa kaya
( Mektup-39 başlıklı yazı cirik tarafından 7.03.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.