Sosyal medya ortaya çıktı çıkalı adeta deyim yerindeyse ortalık 'gönüllü gazeteci' ve 'gönüllü araştırmacı' kaynar oldu. Adını sanını bilmediğimiz, daha evvel hiç bir yerde görmediğimiz bir sürü insan profil bilgilerinde 'Araştırmacı-Yazar, Köşe Yazarı, Analist' diye tanıtıyor kendilerini. Elbette işini gereğince yapmaya çalışan ve gerçekten emek harcayanları bunun dışında tutarak konuşuyorum. Zannedersem bu gönüllü gazetecileri de dahil ettiğimizde nüfusuna oranla en fazla gazeteciye sahip olan ülke biziz. Ne mutlu bize!

Şu an dünyanın gündemini işgal eden şeyleri sıralarsak ilk başta elbette ki malum salgın hastalık gelir. Yaklaşık bir buçuk senedir ülkemizde de var olan bu hastalık kendini ilk gösterdiği zamandan beri bu gönüllü gazetecilerin sayısında bir artış olduğunu müşahede ediyorum. Hastalıkla ve önlemleriyle ilgili öyle çok şey konuşuluyor ve bilgi kirliliği oluşturup insanların aklı öyle bir bulandırılıyor ki... Bu ortama fitne ortamı desem sanırım yanlış bir ifade kullanmış olmam. Çünkü eski kitaplardan okuduğumuza göre insanların doğru ile yanlışı ayırt edemez duruma geldikleri bu zamanlardan fitne zamanları diye bahsediliyor. Son bir buçuk senede de bu kargaşa hiç olmadığı kadar arttı. Sebebi ne ola ki? 

Malum koronavirüs illetinden kurtulmak için tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de aşı çalışmaları devam ediyor. Bizimkiler henüz tamamlanmamış oldukları için Sağlık Bakanlığı dünyada çalışmaları belli aşamalara gelmiş ve uygulanmaya başlanan aşılar arasından ikisini seçip ülkeye getirtti. Bunlar arasında da daha güvenilir olarak nitelendirilen coronavac insanlarımıza uygulanmaya başlandı. Şimdi gelelim bizim gönüllü gazetecilere. Bu gönüllü gazeteciler neler diyorlar neler? Aşıyla bize mikroçip takmalar mı dersiniz, aşının içerisinde bulunan 'e-water' ile bizi istedikleri zaman suya verecekleri datalar ile yöneteceklerini iddia edenler mi dersiniz, kısırlaştırma projesi mi dersiniz artık hangisine inanırsanız. Bunlardan ziyade üzerinde durmak istediğim daha başka bir mesele var.

İşi bu hastalığın dışına çıkarıp bütün aşılara ve ilaçlara karşı olanlar ve bunu da İslami kaygılarla yaptığını iddia edenler var. Bir okusanız yazdıklarını. Eyvah, kafaları yersiniz. Şeytani aklın ve küresel güçlerin oynadıkları oyunların bir tek bunlar farkında, bizler hiçbir şey bilmiyoruz. Hadi ben kendi adıma konuşayım, cahil bir insanım. Ama bu kadar alim, din bilgini var. İki bin yıllık bir geleneği ve tecrübesi olan koskoca bir devlet var. Malum gönüllü İslami gazeteciler onları da görmezden geliyor, söylediklerini, yazdıklarını ve nasihatlerini eleştirme cüreti gösteriyor. Misal vatandaşlarımız aşı ile ilgili 'içeriğinde dinimizin yasak ettiği şeyler var mı, bunlar varsa da aşı olmak caiz olur mu?'  diye bir soru yöneltiyor, ilmi birikimi ve ihtisası bu hususta çok yüksek olan bir alimimiz de cevaben 'uygundur.' diyor, malum gönüllü İslami gazetecilerimizi tutabilene aşk olsun. 'Böyle hocalık olmaz, böyle fetva verilmez, bu insanlara ihanettir, dine ihanettir. Siz pısırık olup bu şarlatanlara teslim olun, biz(?) Allah'ın dinini ve fıtratı daima savunacağız!' gibisinden atıp tutuyorlar. Bunlar tamamen gerçek cümleler. Merak edip soruyoruz bu malum gazetecilere 'ya hu sizin ihtisasınız ne üzerine, hangi sıfatla bir alimin görüşüne reddiye yapıp onu ihanetle itham ediyorsunuz?' diye, cevap nasıl geliyor biliyor musunuz; hayat tecrübesi, sürekli okumak ve araştırmak. 'Yaş kaç peki?' Cevap; Otuz. Ya, ilmi düşürdükleri seviyeyi görebiliyor musunuz? İşin tuhaf yanı; insanlar alimlerimizden çok bu gönüllü gazetecilere daha çok inanıyorlar. 'Siz(?) kim oluyorsunuz da kendinizi Allah'ın dininin savunucusu ilan ediyorsunuz?' diye soranların pek az olduğuna şahit oluyoruz, maalesef. 

Şeytani aklın bir oyunu varsa, küreselciler insanların kötülüğü için her türlü şeytanlığı yapıyorsa da bizim Allah'ımız var. Allah tuzak kuranların en Hayırlısı'dır. Bu itikadı bırakıp da kendi şovunu yapanlara ve onlara inanlara da Allah akıl fikir versin. Selametle...
( Uçlardan Kaçın başlıklı yazı Mahmut Uzun tarafından 19.03.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.