Başucu kitabınız hangisidir?


Sizi en çok etkileyen kitap hangisidir?


Mutlaka okunmalı diye düşündüğünüz kitaplar hangisidir?


Bir adada kalsanız yanınıza hangi kitapları almak isterdiniz?


Bu sorular tanınmış birçok sanatçıya, siyasetçiye, ilim adamına ara ara yöneltilir. Verilen cevaplar genellikle insanların genelinin beğendiği kitap isimleri veya dünyaca ünlü klasikler olur. Ben hep düşünmüşümdür, bu cevapların içinde hatta en ön sırada niçin Kur’an-ı Kerim yer almaz. Soru sorulanların hemen hepsinin Müslüman olduğunu dikkate alırsak bu kişiler Kur’an’ı nasıl bir kitap olarak görüyorlar acaba? Evimize uğur ve bereket getiren, bizleri cinler ve şeytanlardan koruyan tılsımlı bir nesne olarak mı görüyorlar? Bir Müslüman için Allah’ın kitabından daha değerli bir kitap olabilir mi? Hangi kitap Kur’an’a olan ihtiyacı ortadan kaldırabilir. Ondan nasıl vazgeçilir?


Lise yıllarıma kadar bizim evde Kur’an meali yoktu. O yıllarda annem otuz beş, babam kırk yaşlarındaydı. O yaşlarına kadar Allah’ın kitabında ne yazdığını merak etmemişlerdi. Ben bilinçlenince eve Kur’an meali alındı, onu okuyunca babamın ilk tepkisi şu oldu: Ne kadar güzel bir kitapmış! Keşke onu daha önce okusaydım.


Rabbimiz bizlere mükemmel bir kitap göndermiş ve çoğu Müslüman ondan bir satır bile okuyup anlamadan bu dünyadan göçüp gidiyor. Ne kadar acı bir tablo. Oysa Allah ayetinde “Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.”(1) buyuruyor. Yine Rabbimiz Kamer Sûresinde tam dört defa “Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?” (2)  buyuruyor. Daha başka onlarca ayette bu husus dile getirilir. Anlaşılan o ki: Kur’an, okunmak ve hayata yön vermek için gönderilmiş bir kitap.


Üstün merhamet sahibi olan Yüce Allah bizlere değer verip bizimle konuşuyor. Düşünebiliyor musunuz? Rabbimiz bize sesleniyor. Bir konuşanın yüceliğini, azametini tasavvur edin bir de o yüce kelama muhatap olan bizlerin acizliğini, cüceliğini… Böyle bakabilseydik Kur’an’a o satırları okurken veya dinlerken heyecandan kalbimiz yerinden çıkacak gibi olurdu. Her satır ruhumuzu sarsar, zihnimizdeki kirleri söküp atardı. Muhammed İkbal’in babasının kendisine dediği gibi “Kur'an'ı sana inmişçesine oku!”  Evet, o kitap her birimize özel olarak hitap eden eşsiz bir eser.


Mekkeli müşriklerin karşılarına Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) Rabbimizin sözleriyle çıkınca onu hemen reddettiler. Onların putları konuşmuyordu, o cansız şekiller onlara nasıl bir hayat yaşayacakları hakkında hiçbir şekilde yol göstermiyordu. Müşrikler kendi tanrıları adına konuşur, yine tanrıları adına canları istediği gibi iş yaparlardı. Efendimiz ise tüm insanlığı dünyada da ahirette de huzura kavuşturacak yolu gösteren bir rehber getirmişti onlara. Oysa o müşrikler yaşam biçimlerine karışmayan tanrıları daha çok seviyorlardı. Tanrıları onlara değil, onlar tanrılara rol biçiyorlardı. Şimdi yıllardır alıştıkları bir hayatı bırakıp Efendimizin getirdiği düsturlara nasıl tabi olacaklardı.


1.       Sad 29

2.       Kamer 17- 22 - 32- 40

 

Bakışlarımızı kendimize çevirelim. Yüce Kur’an bizim hayatımızı ne kadar şekillendiriyor? Mademki Allah’ın bir kitap gönderdiğine iman etmişiz. Bir işe başlamadan önce “Bunu yaparsam Rabbim ne der?” diye düşünmeden yaşarsak iman etmeyen kişiden ne farkımız kalır? O da bir iş yaparken Allah’a sormuyor sen de sormuyorsun. Evinde onun gönderdiğine inandığın bir kitap var, fakat o kitap eve bereket getirsin ve ailenizi kötü ruhlardan korusun diye kimsenin dokunamayacağı bir şekilde saklanıyor.


Yüce Rabbimiz Ali İmran Suresi’nin 103’üncü ayetinde Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın, parçalanmayın” buyuruyor. Peygamberimiz (sav) de Allah’ın ipinin Kur’an olduğunu açıklıyor. Kuyuya düşen birine ip uzatsanız o kişi ipe nasıl sarılırsa biz de o şekilde hayat rehberimize sarılmalıyız. Hepimiz modern hayatın çukurlarına düşmüşüz veya düşmek üzereyiz. İçinden çıkamadığımız zaaflarımızla boğuşuyoruz. Yüce Allah da rahmeti gereği kullarına ip uzatmış.


Dünyanın her yerinde en çok kişisel gelişim kitapları satılır. Herkes kendini geliştirmek ve hata yapmadan kaliteli bir yaşam sürmek ister ve kendisinden daha tecrübeli daha bilgili olanlara sorma ihtiyacı duyar. Hâlbuki fikrine başvurduğumuz kişiler nihayetinde aklı, bilgisi ve tecrübesi sınırlı insanlar. En doğruyu söylediklerinden nasıl emin olacağız. Oysa Rabbimiz bizleri yaşadığımız dünyayı ve tüm kâinatı da yaratandır. Yarattıkları hakkında en doğru bilgilere sahip olan elbette odur. Onun sözleri de tartışmasız en doğru sözlerdir. Ne mutlu bize ki Rabbimiz merhametinden ötürü peygamberi aracılığıyla yol göstermiş tüm insanlığa. Onun kullarına gönderdiği kitabı rehber edinmeyip aciz kullarının yazdığı kitaplarla yetinmek, karanlık dehlizlerde sonsuz bir nurun ışığıyla yürümek yerine kibrit aleviyle adım adım ilerlemeye çalışmaktır.


Öyle garip bir durumdayız ki sandığımızda duran hazineden habersiz bir şekilde dağ bayır geziyor, bizi refaha kavuşturacağını umduğumuz hazineyi arıyoruz. Şaşkın bir şekilde bir o yana bir bu yana savruluyoruz. Elimizin altında bulunan kitap öyle bir kaynak ki hem bu dünyada hem ahirette tüm insanlığa huzur veriyor. Yapacağımız tek şey onun farkında olmak ve onu hayatımıza yansıtmak.


Efendimiz (sav) “Biriniz Rabbiyle konuşmak istiyorsa Kur'an okusun.” buyuruyor. Birini seviyorsanız hep onunla birlikte olmak istersiniz, hep onun sesini duymak istersiniz. Mümin her şeyden çok Yaratanını sever. O halde Allah’a ve Resulüne iman eden kardeşlerim gelin her gün Rabbimizle konuşalım. Onun ruha huzur veren sözlerine kulak kesilelim. Bir an bile unutmamamız gereken hayat düsturlarımızı daima hatırlayalım ve dünyamızı cennete çevirelim.

 


( Neyi Kaybettiğini Hatırla başlıklı yazı AbdullahGndm tarafından 17.04.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.