Geçenlerde bir arkadaş sordu: ‘’ Hocam ya, sen hiç hasta olmaz mısın?  Bakıyorum sosyal medyada millet  tırnağı kırılsa dostlar lütfen benim için dua edin, çok kötü durumdayım yazıyorlar ama senden şimdiye kadar böyle bir paylaşım görmedik.’’

Arkadaş haklıydı  ben resmî ve tıbbî olarak gebersem bile sosyal medyada kendim için ‘’Arkadaşlar lütfen benim için dua edin’’ Diye istekte bulunmam.  Neden mi?

Efendim bundan yedi sene önce, tam olarak 4 Mart 2014 de yanılıp da böyle bir şey yaptım  bakın başıma neler geldi?

*******


Yaklaşık bir haftadır fena halde nezle ve grip olmuştum.  Baktım neredeyse tüm arkadaşlar böyle hasta olduklarında bunu face bookta bir şekilde dile getiriyorlar. En azından ’’ Kendini kötü hissediyor ’’ Yazıyorlar. Ben de yazayım da dostlardan sağlık ve sıhhat duaları alayım dedim. Biraz farklı bir mesajla hastalığımı duyurdum.

Mesajım şöyleydi: ’’Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyorlar. Külliyen yalan..Ateşim 39 a dayandı ama duman filan yok. Berbat haldeyim.’’

Mesajı yazdım oturdum saf saf ’’ Geçmiş olsun’’ mesajları bekliyorum’’

Neyse.. Aha da bir bildirim geldi. Garanti bana ‘’geçmiş olsun ’’ Demiştir bir dost.

Bildirimi tıklayıp okuyorum:

’’Cadaloz, sizi bir gönderide etiketledi ’’

Ulan biz burada hastalıktan geberiyoruz millet bize etiket yapıştırıyor iyi mi? Neyse etiketi okumak lazım. Okuyorum, bir şiir yazmış:

’’ Gidiyor musun?
Bizi bırakıp da nerelere bu yolculuk?
Oysa daha karpuz kesecektik.
Neyse, çekirdeklerini ekerim artık toprağına’’

Allah'ım Allah’ım bu ne yaaa.’’ Demeden yeni bir mesaj geliyor:

-Vaaaayyyyy abim benimmm..Aşk ateşi tavan yapmış ama için için yanıyorsun demek ha?

Tam cevap yazacağım ’’ Ne aşk ateşi yahu bildiğin nezle-grip’’ Diye, hemen yetişiyor bir mesaj daha:

-Abi bak bu şarkı tam sana göre: ’’Bir ateşim yanarım, külüm yok, dumanım yok...You tube com watch falan filan’’

Sonra adeta bir mesaj fırtınası esiyor:

-Sami abi! C vitamini takviyesi yap. Cavidan’ın C si. Anlarsın ya. Ha haa haaaa.

-Hocam, aşk ateşinin tumanı olur da dumanı olmaz.

-Ey aşk! Bir gözün körmüş ya öteki gözün de kör olsun. Aslan gibi abimi ne hallere koydun.

-Eeeeee kart horozluğun sonu budur. Öyle kümes kümes dolaşırsan tabii ki hasta olursun. Senin o grip de kuş gribidir garanti. Allah rahmet eylesin. Pardon Allah rahatlık versin diyecektim.

Yahu ne horozu, ne kümesi? ’’Ben bir garip Keloğlanım/ Eşeğimin yok palanı’’ diyeceğim ama ne mümkün mesajlar yağmaya devam ediyor.

-Hocam gitmiş pazara,
Uğratmışlşar nazara.
Hocam öldü diyenler,
Kendisi girsin mezara,
Yandım hop Çerkez, hop Çerkez.
Yanıyor herkes.

-Abiiiii...Nurlar içinde yat.
-Üzerine yıldızlar yağsın canım Hocam benim.
-Dostum ! Senin bol bol istirahat etmen lazım. Size yakın Karacaahmet var. Oraya çekil bol bol istirahat et.
-Hocaaaammmm ! Grip olmuşsun ya. Bak sana bir grip şiiri yazdım.

Bir grip öldü diyeler
Üç günden sonra duyalar.
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle grip bencileyin.

Eski öğrencilerimden Hayat:

-Hocaaammm...Grip ne?

-Sami Abi... Bak tam senlik:

’’Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan’’

-Hocaaammmm...

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.

Vay canına yahu ! Meğer ne kadar da sevenim varmış(!) sağ olsunlar var olsunlar.

Böyle adeta yağmur gibi yağan mesajları okurken baktım abimden bir mesaj. Onunla yazışıyoruz:

-Essalamu aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu Ebeden ve Daimen...Nasılsın muhterem Biraderim?
-Abiiii..Çok fenayım..Berbat ateşim var. Tir tir titriyorum. Virüs kaptım herhalde.
-Hah ben de onu soracaktım muhterem. Benim bilgisayar da titreyip duruyor.Virüs kapmış sanırım. Ne yapmak iktiza eder acep?
-Abi çok hastayım. Ateşim var.
-Evet evet muhterem. Benim bilgisayar da çok ısınıyor. Bu mes’eleyi nasıl halletmek icap eder biliyor musun?
-Abi bence tavuk suyuna pirinç çorbası yap. Üzerine bolca karabiber ve limon koy. Güzelce içsin şifa niyetine bunu. Daha sonra yatır güzelce, üzerine de yorgan at bir kaç tane, terlesin bol bol. Ne virüs kalır ne mikrop.
-Ula zındık ! Sen benimle dalga mı geçiyorsun?
-Ya abi sen benimle dalga mı geçiyorsun? İki saatir sana hastayım diyorum. İnsan bir geçmiş olsun der.
-Haaaa...Hasta mısın sen?
-He ya hastayım.
-Yüce Rabbim Teala ve Tekaddes , Şafi ism-i celilesi hürmetine acil şifalar versin. Makamın cennet olsun muhterem biraderim.
-Eyvallah mübarek. Sen o bilgisayara format attır en iyisi.
-O format denen şeyde alkol yok değil mi?
-Yok yok merak etme.

Ama ne var biliyor musunuz? Bu güzel ve anlamlı mesajlar(!) içinde en anlamlısı Nurhayat Abla’mın mesajı oldu. Aynen şöyle:

-Samiiiii...Böööö..Hüngüür hüngür hüngür..

Sen de başını alıp gitme ne olur.
Ne olur tut ellerimi.

Haydi siz benim yerimde olun da bir daha ‘’ Çok hastayım, ateşim var. ‘’ Filan yazın sosyal medyada.


&autoplay=1" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
( Bir Daha ‘’ Çok Hastayım’’ Demek Mi? Tövbeler Tövbesi. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 17.06.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.