hala yoksun

bir fırtına koptuğu zaman içimde
sinsi bir gölgeye dönen kentin sokaklarından
kaç kere geçtiğimi bir bilsen

buz tutmuş cama yapışan kar tanelerine bakarken

ocak  alevinden kaçmış kıvılcım gibi

 

kanat çırpan kuşların

belki kanadında saklı senden eksik kalan parça

ya da bir güneş ziyasında

güneşin battığı saatlerde

behemehal ihtimaller çok uzaklarda

kendime sakladım ışıkların söneceği en son saati

yağmur damlaları buz tutar
birazdan
evler uyutunca içlerindekini

ayrılık var

ne zaman, ne şekilde, ne yerde

telaşa düşmeden

korkularla yanmadan

 

vakit geçince

boşluklara  sığınmanın serinliği benimkisi
yağmur başlayınca yani

rüzgar vurunca nefesime

şimdi mendireksizim ve öyle sakin

kasırgaları  içine saklamış

               bir ayrılık fotoğrafına ancak bu kadar sığar hüzün
üzerinden onca yıl geçtiği halde

kör topal yaşamdan öylesine kopuk

bazen telaş

kimi kaprisler

kaybedilen renkleri aramak kalıyor geriye

kar üzerine gül desenli resimler çizebilmek için

 

kelimeler sus

gece  sus

açık pencereden içeri dolarken

şehrin yağmur kokulu bütün ışıkları

üfleyip püfleyerek

hızlandırıyor  ısınmasını senden mevsimlerin

 

dallar kuruyup yapraklar düşüyor

goncası solup çiçekler düşüyor

bir sonbahar havası

bir çiçek kokusu

bir kuş cıvıltısı

seni unutturan

 

adını bilmediğim bir şey var yüreğimde

elimde ocaktan yeni çıkmış bir simit

kaybetmeden

bulamayacaksın izimi

 

redfer

 

( Şehrin Yağmur Kokulu Işıkları başlıklı yazı redfer tarafından 30.06.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.