Bir varmış, bir yokmuş
Bir vardı, bir yoktu.
Nehirler taşarken,
Taşlar kıyıya vurur iken;
Güneş'e yeni bir kılıf buldu insanlar.
Ne oldu peki?
Mesela yörüngeden mi çıktı yıldızlar,
Kayıp mı oldu ay,
Değişti mi pusulanın ibresi,
"Artık kuzeye değil güneye kırıyoruz dümeni" diye mi haykırdı gemi kaptanı?
Güneş'e yeni bir kılıf buldu insanlar
ve onu taşıyıp götürdüklerini sandılar. 
Daha soğuk memleketlere mesela. 
Kötü niyetle miydi?
Sanmam. 
Belki üşüyordu çocuklar oralarda,
Belki de kurtulmak istemişti 
Grönland'da mesela
Bir oltaya takılmış balık 
İtinayla kıvrılmakta ve canı pahasına mücadele vermekteydi,
Bir balık ve bir insan birbirine değmeden döğüşmekteydi,
İkisi de yaşam mücadelesi vermekteyken.
Söz gelimi insanlar başarsaydı Güneş'e yeni bir kılıf takmayı,
Taşısalardı onu ve eskiye dair her şeyini bir dolapta saklasalardı;
Hatta atmayı bile planlamış olsalardı
Gece vakti ışıktan mahrum kalmış Ay'ı göremeyenler 
Yok olduğunu mu sanacaklardı?
Çağlayan nehrin kıyıya vurduğu taş 
Korkacak mıydı karanlıktan?
Sinecek miydi kumlara,
Unutulacak mıydı aydınlık günlerin uçuşan kısacık ömürlü ama rengarenk kelebekleri?
( Bir Varmış Bir Yokmuş başlıklı yazı Hâfi tarafından 15.07.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.