bir leylaya deli
bir şirine maşuk
bir züleyhaya köle
bir ışığa pervaneyi
ilgiyi,
arzuyu

biliyorum...

hasretle çıldıranları…
hicrandan gözyaşı akıtanları
bağrında ateş nehri taşıyanları
her damlası ah olan
yağmurları…
felekleri…
menzilleri…

biliyorum.

bedir gibi parlayan simanın düşe çizilmiş halini
yaşmaktan süzülen gamzelerin kalbi yaralarını
hummalı gecelerden sıcak çöllere atılanları

biliyorum...

ölümü, kurban olmayı, can vermeyi
ağzı mühürlü büyük bir fırtınanın evvelini
azgınca akan sel suyunun önünde durmayı

biliyorum

yaksın diye alevi, ısıtsın diye ateşi
kandırsın diye suyu, boğsun diye ırmağı
sırrın en gizini
biçimlerin en güzelini
başladığı yerde biten zamanı
sebepleri…
illetleri…

biliyorum

altın sarısı tarla kuşlarına kanat olmayı
karanlıktan sıyrılıp ışığa dönüşen güneşi
yasemin bahçelerini
bir gönlün milimetre karelerinde sevgiliyi

biliyorum

rüzgar olup esmeleri
yürüyünce gölge gibi titremeleri
sinede kendine yer bulmuşları
saçları alınlarından suya düşmüşleri
güzeli, en güzeli

biliyorum

parça pürçük bir akılla her şeyin en-boy-derinliğini
zaman-mekan her ciheti
yakın,zahir her köşeyi
her sesi
iç içe açılan ışıklı salkımları
salkımlardan dökülen parıltıları
suya değen yıldızları, havuzları, havzaları…
bir rüyadan uyanmış gibi..

biliyorum

som altın tahtları
gümüş ırmakları
getir deyince getirenleri
gel deyince gelenleri …

biliyorum

ışıltılarını saça saça kırılan dalgaları
yükünü taşıyamayan kristal bulutları
yan yana duran, bir hizaya gelenleri
birbirini sema eden şavkları, şuaları, tayfları
yerden göğe uzanan kandilleri nurları, revnakları


biliyorum

dudakların üzerinde tomurcuklanan şebnem damlacıklarını
büyüsü harikulade üç gün üç gece kutsanmış aşkları
lacivert aynalarda ağlayan gamlı gönlü
tek tek açılan mektupları ,
gül kokulu son şiiri
mecnunu yakanı
ferhatın sırrını

biliyorum

sırta vuran gecenin ayazını
parmakların hissetmeyecek derecede üşümeyi
kalpten gelen aksak ritimleri
bir bedenin içten içe sarsılıp titrediğini
ellisini aşmış bir adamın dizlerinin dermanını
nemli gözlerini hiç kapamadan nasıl yalvardığını
ışıksız geceleri
şeffaf gölgeleri

biliyorum

hatıraların öyle yalnız ,öylesine…
yangın yeri olduğunu
yeri göğü yırtarak yükselen feryadı figanı
hazin hazin esen seher yelini
kaybolan günü
doğan ayı
batan güneşi

biliyorum 

redfer
( Mecnunun Sırrını Biliyorum başlıklı yazı redfer tarafından 26.07.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.