Tek kişilik hayatım iki kişilik
olarak devam etmeye başladı. Bundan ziyadesiyle memnundum. Birde içine aşk
karışınca bakalım sonumuz nasıl olacak, iyi olmasını temenni ediyordum tabi ki.
Elif bana.
-Eğer kavga
edersek ve yanlış anlaşılmayı çözmek istersen, beni öp.
Bende
-Sende beni öp olur mu?
-Ben ilk öpücüğü şimdiden
veriyorum
Diyerek yanağıma bir öpücük
kondurdu, kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu ter bastı!
-Belli oluyor ilk defa bir öpücük
alıyorsunuz…
-Şey yani evet ilk defa.
Benimle iken, her zaman ona yakın
olmak istiyordum, sadece kalp atışlarının sesini benim gibi atıp atmadığını
duymak için. Kalktım sandalyemde yanına oturdum. Ona
“Yüzünde gördüğüm bu tatlı
gülümsemeyi aşk şarkıları söylemem için gerçekten yeterliymiş. Senin gibi
biriyle tanıştığım için kendimi inanılmaz şanslı sayıyorum. Bu anı bu heyecanı hiç
kimse bana yaşamıştı.
Onunda hızlı hızlı atan kalp
atışlarını duyar gibi oldum göğsü heyecanla inip çıkıyordu. Bunca zaman
yollarım sokaklara çıkıyordu şimdi bugün yolum ona çıkmıştı. Belki zamanı
değildi, ona.
-Artık her şiirimde seni yazarım
herkes şiir yazdığımı sanır.
-Bende zevkle okurum.
-Sahi okur musun?
-Neden okumayayım ki?
-Hiç okuyarak cevap veren olmadı!
-Gülüşündeki gamzeni yazarım.
-Bende içine gülleri doldurur
kokusuyla öpmen için gamzemi sana uzatırım.
Şimdiye kadar bu kadar sevilmemiş
isem sevdiğimiz kişiler benden çalınmışsa çalındığından da eminim, eğer yeniden
çalanlar olursa, sevdiğimi gönlümde uzun yaşatmanın yolu olarak sadece
seveceğim fazla beklentim olmadan, ben asla sevmekten vaz geçmeyeceğim bu kadar
güzel olan sevmeyi sevilmeyi nasıl terk edebilirim ki... Anlıyorum ki gerçek
aşk, ölümsüzdür… Elif benim hayatının bir bölümünde yer aldıysa bundan eminim,
ben onun hayatının tamamında yer almalıyım. O benim hayatıma girdi ben tamamına
girerek sadece sevmeliyim.
Kalktık masadan gecenin saat on
ikisi olmuştu sokaklar kimsesiz ve sessizdi yürümeye başladık. İnsan birisiyle
yaşlanmalı yoksa üzün birisinin üzmesiyle değil. Âşık olmak anlık bir şeymiş
anladım. Birden her şeyin nasılda böylesine çok parlak görünür? Nasıl da bir
anda renklerin güzelliğini hatırlayarak ezberleyerek en pastel renklerin sıcaklığıyla
birden insan ısınmaya başlar? Her şeyin birden bir dokunmayla çok güzel ve
lezizi olduğu anlarmış aşk. Konuşmadan yürüdük. Ben
-Geç oldu seni evine bırakayım.
-Neden bu gece sende kalmıyorum?
Şaşırdım yine kalbim yerinden
fırlayarak kaldırıma düşecek gibi olurken elini göğsüme bastırarak.
-Anlaşıldı sen hiçbir kadınla genç
kızla birlikte olmamışsın, her şeyin bir ilki var, bak beni de
heyecanlandırdın, bak kalbi senin kalbin gibi yerinden fırlayacakmış gibi
çarpıyor.
Kahkahaları gecenin karanlığına
fırlatarak yürümeye devam ettik.
Karşıdan gelen iki kişinin
davranışları beni şüphelendirdi. Tekin olmayan halleri beni tedirgin ederken
Elife bir zarar ziyana uğratmadan bir olay olursa nasıl hal edeceğimi
düşünürken yola devam ederken yanımıza yaklaştılar. Uzun boylu olan sırıtarak
pişkin pişkin.
-Hey kumru aşıklar gecenin bu
saatinde ne işiniz var dışarıda.
Şişman olanı da aynı pişkinlikte.
-Ne işleri mi var kucağımıza
düşmeleri için elbette.
Birlikte geceye kahkaha atarken,
Elif tir tir titriyordu, arkama alarak.
-Siz bela mısınız bu gecenin
vaktinde, def olun gidin başımda elimden bir kaza çıkartmayın.
Uzun boylu olan.
-Vay görüyor musun az önce yürek
yemiş galiba.
Şişman olan.
-Biz yiyemedik açız hala.
Ben
-Açsanız para vereyim gidin
karnınızı doyurun…
Şişman olan sırıtarak.
-Vay alçak gönüllü görüyor musun?
Uzun boylu olan
-Öyle bir çorba parası ile olmaz bu
işler.
Cebinden bıçağı çıkarttı, bıçak ay
ışığından parıl parıl ederken, Elif lal olmuş korku içinde titriyordu.
-Korkma Elif’im korkma hiçbir şey
olmayacak, şimdi ağızlarının payını alarak gidecekler.
Elifi az benden ve adamlardan uzak
ederek karşılarına geçtim.
-Haydi buyurun bakalım ölçeyim
boyunuzun ölçüsünü.
Az çekinir gibi oldular, ellerinde
ki bıçağa güvenerek sırıtmaya başladılar. Ben hafifçe elimi belime attım, karşılıklı
bakıştık, belinden tabancayı çıkarak galibasın dan bakıştılar bıçaklarına son
boylarına baktılar az durdular, acaba yoksa gibi bakışırken uzun boylu elinde
bıçak olan, bıçağı cebine kor iken.
-Ö özür dileriz bey abi kusurumuza
bakma sen, yanlış anlaşılma oldu, af et.
Madem karnınız aç alın şu yüz lirayı
gidin karnınızı doyurun adam gibi isteyin adam, haydi bir daha sizi buralarda
görmeyeyim.
İki büklüm.
-Sağ olasın abim sağ olasın, bir
daha yapmayız kusurumuza bakma.
Elif az ilerde rahat bir nefes
alırken bende arkamda düşen pantolonun arkasını çekmek için elimi götürmenin
sonucunda, bende silah olduğu izlenimini vererek def etmem işimize yaradı
şükür, gerçi onlarla dövüşürdüm Elifime bir zarar gelmesin diye, korkarak
üzülmesin yeter ki, biz bu yüreği sevdiğimizi korumak için yetiştirmediysek
yuhlar olsun. Koşarak geldi sarıldı bana. Elif korktuğu için, biraz önceki
sahnenin detayına girmiyorum siz hayal ederek düşünün. Zihninizde düşünün o anı
heyecanı, duygusal halimle karmakarışık şaşkın olan halimi de delikanlılığımı
da bolca katın ve hayal edin serbesttir. Ani duygu kargaşası çok zormuş anladım,
yanımda ürkek sevecen genç kız olmasaydı durum tamamen değişir yüz yüze dövüşerek
dayakta yiyerek azıcık haklarında gelirdim evvel Allah’ın izni ile. Elif bana
sımsıkı sarılırken sanki kaburga kemiklerimi kıracaktı. Bu bana kısa vadede
uzun vadeli döner sermayeli prestij kazandırmıştı diyebilirim. Gerçi buna
ihtiyacım yoktu fazla malda göz çıkarmazdı yani. En kısa zamanda yanımda bir
caydırıcı kuru sıkı edinmem gerektiğini anladım. Kendimi savunmaktan ziyade
yanımda olanların korkuya kapılmadan endişe duymadan bunları bu korkuyu
yaşamaması için. Elifin bana sarılırken pırıl pırıl gülümsemesi önümüzü
aydınlatıyordu bu karanlık gecede.
Mehmet Aluç
Devam edecek inşallah