Her düş’ ün yalnızlığı kendine, bayım
Suskularda saklı bir gizim ben
Aşkın esefine sığındığım evrende
içimde saklı o düş rehberi
Gizilden bir teselli
Ah, saf kan safiyetim ve z/afiyetim
Ihlamur ağaçlarına saklanmış bir
melodi gibiyim
Yüreğin pervazında devasa bir sarkaç
Ellerimden kayıp giden bir mozaikmiş
Meğer ömür denen ayraç:
Öykündüğümse yarına
Dünden ayrı düşmediğim artık kimin
ise hatırına.
Gezerim geceyi sayfa sayfa
Ah, dinmeyen rüzgâr
Bazen kaşağı misali tırmandığım sırtı
güneşin
İçimdeki sevdalı şair
Gel gör ki;
İlk hikâyem değildi terk edildiğim
tarafınca bunca insanın
Akorduna ilişmemiştim bir ömürce
Ölümden kaçış yok madem
Ölmekle iştigal bu sitem neden, ah,
neden?
Göğün minvali
Kapıştığım bulut ve mehtap
Bazen Şimal Yıldızı giyindiğim esvap
Bazense Samanyolu’nda saklı sakar bir
âşık
Debelendiğim bunca şiir olamaz mı sahi
sadık bir yoldaş?
Özümsediğim her düş her hayal
Misafir olduğum şiirlerde saklı bir
gül
Miracımsa aşk bazen özümde saklı
gizem
Gönül penceremde tutsak bir bülbül
Kâh şakıdığım kâh açtığım
Gül de bülbül de saklı içimde
Gözümden sakındığım aşkın sırnaşık
gölgesi
Öykündüğümse cennet bahçesi saklı
dünümde.
Göğün miğferi bazen uzandığım sere
serpe
Yalnızlığıma kefil olan kalemden
sormalı hem beni
Yazdıklarım ne ki bunca sene?
Beklettiğine değecek mi bakalım kalan
neyse geride
Benden bana tuzak ve köprü
İçerlediğim kadar içtiğim her şiiri
Bağrıma bastım bir kere.